Kentlerden birindeki, kafelerden birinde, bir sandalyenin size zamanda yolculuk yaptırabileceği söylenir. Belki de o sandalye Viyana Kahvesi'ndedir.
Şöyle bir hikaye duymuş muydunuz? Kentlerden birindeki, kafelerden birinde, bir sandalyenin size zamanda yolculuk yaptırabileceği söylenir. O sandalyeye oturup kahvenizden bir yudum aldıktan sonra sizi geçmişte istediğiniz bir zaman dilimine götürebilir. Sadece o sandalyede oturduğunuzda bu yolculuğu yapabilirsiniz ve sadece kahveniz soğuyana kadar orada, geçmişte kalabilirsiniz.
Dediğim gibi bir şehir efsanesi bu. Toshikazu Kawaguchi adlı bir roman yazarına göre bu kafe Tokyo’nun dar arka sokaklarından birinde... Üstelik bu yazar romanında kahveyle zaman yolculuğu için bazı kurallar da belirlemiş:
Kural 1: Geçmişte ne yaparsanız yapın, şimdiki zamanı değiştiremezsiniz.
Kural 2: Geçmişe döndüğünüzde kafeden ayrılamazsınız.
Kural 3: Sadece kahveniz soğuyana kadar geçmişte kalabilirsiniz.
İşte günün birinde, o kafeye gelen müşterilerden biri, zamanda yolculuk yaparak 1 hafta öncesine dönmek istiyor. Unutmayın, bunu sadece kafedeki belli bir sandalyeye oturarak yapabilir. Fakat kafeye gelen bu kadın, orada başka biri varken onu kalkmaya zorlayamadığı için akşam saatlerine kadar beklemek zorunda kalıyor. Nihayet sandalye boşalınca hemen bir kahve siparişi veriyor. Kahve bir ritüelle ikram edilirken zaman duruyor. Fincandan yükselen buğu tavana kadar çıkıyor. Kadın gözlerini kapatıyor. Tavandan akan damlalar, mekandan süzülen göz yaşları gibi zamanı geriye doğru akıtıyor.
Peki nedir bu kahvenin sırrı? Bu nasıl bir içecektir ki insan beyninin ve hayal gücünün en gizli kapılarını bile aralamaya yetiyor. Onu içtiğinizde geçmişe fiziksel olarak gidemeseniz de anıların nehrine salıveriyorsunuz kendinizi...
Gelin kahvemiz soğuyana kadar bunlardan konuşalım... Bu videoda kahvenin Etiyopya'dan başlayan tarihini, bizim coğrafyamızdan geçerek nasıl Avrupa'ya ulaştığını ve özellikle Viyana kahvehaneleri yoluyla nasıl modern kültürü etkilediğini izleyebilirsiniz...
by Barış Özcan
Comments