Empati kurmaktan yoksun bedenlerimizin, bir birimize ne kadar çok zarar verdiğinden habersiz onca zaman geçiriyoruz. Sizi yada bizi dinleyen insanların aslında gerçek düşüncelerinden bağımsız davrandığı durumlar, insanların yetiştirilme biçiminden mi yoksa zaman ilerledikçe bozulan karakterinden mi kaynaklanıyor? Yaptığınız olumlu veya olumsuz hareketleri birer gölge gibi takip eden ve sizin tökezlemenizi bekleyen insan türleri kimi zaman akraba kimi zaman yakın yada uzak bir dost olabiliyor.
Son yıllarda bireylerin öz farkındalıklarının yükseldiği ve çevrelerine çok duyarlı olduğu bir dönemdeyiz. Sosyal stolker olarak adlandırdığım bireyler, genel olarak bu farkındalıklarını çevresinde dikkat çeken ve başarılı insanlar üzerinde kullanıyorlar. Bir bakıma faydalı bir farkındalık diye bilirim. Ancak bu bireylerin ne yazık ki çok az sayıda olanı bunu fayda haline dönüştürebilmekte. Peki diğerleri? Diğerleri ise bunu karşısındaki insanın açığını aramak, onu tartışma durumlarında haksız çıkarmak ve toplum içerisinde ona karşı üstünlük sağlamak gibi yetersiz karakteristik davranışlar sergilemekte.
Nasıl Davranmak Gerekir?
Bu tür bireyleri toplumun dışına itmekten bahsetmeyeceğim elbette. Ancak size ciddi bir şekilde zarar vermeden ki bu fiziksel bir zarar olaması gerekmiyor, hemen gerekli mesafeyi koymalısınız.
Hamleleri Önceden Sezin!
Mesafeyi koyduk kendimizi ondan uzaklaştırdık peki sonra ne yapmamız gerekir? Konunun ilk başından sosyal stolker farkındalığından bahsetmiştim! Bu farkındalığı bu sefer siz kendiniz savunmak için kullanmalısınız. Psikolojik yıpranmalar ve çevrenize karşı davranış bozuklukları sizi gerçekten sıkıntıya sokabilir. Kendinizi hem fiziksel hemde zihinsel olarak korumak zorundasınız! Hepinizin okulunda veya iş yerinde bu davranışları sergileyerek, belkide tüm günümüzü yada haftamızı zehir eden insanlar olabiliyor. Bulunduğumuz ortamı yeniden şekillendirerek size art niyet ile yaklaşan insanları iyi görüş açısı ile takip edebileceğiniz şekilde tasarlayın. Söz gelimi bunu bir savaş alanı olarak da düşünebilirsiniz.
Peki biz o kişiysek!
Öncellikle kendimizin farkına varmalıyız. Kapasitemizin,yetkinliklerimizin ve karakterimizin. Herkesi ve her şeyi kendimize birer tehdit olarak değil birer fırsat olarak görmeliyiz. Her bireyin bizim için farklı bir beyin olduğuna ve bu beyinlerden faydalı bilgi edinebileceğimiz bilmeliyiz. Başarılı insanların bazen izini takip etmeliyiz. Kin tutmak, insanların zayıflıkları ve yanlışlıkları ile üstünlük sağlamak davranış biçimimiz olmamalı.
Beyin yeni bir şeyler öğrendiğinde davranış değişiklikleri sergiler. Kendinizi yeni şeyler öğrenmeye odaklayın. Yeni bir yetenek kazanmaya yada yeni bir kitap okumaya başlayın. Önce kedimiz ile barışıp daha sonra art niyetli düşüncelerimizden arınıp,insanlara yeni bir davranış biçimi sergileyelim. Eğer bunları yapacak enerjimiz yoksa muhakkak psikolojik destek alalım!
Empati bu işin sırrı. Eğer çevrenizde bu davranış biçimine sahip bireyler var ise öncelikle onun gözünden kendimizi izleyelim. Hatayı her zaman karşı tarafta aramak yanlış olabilir. Bazen farkına varmadan kışkırtıcı tavırlar sergiliyor olabiliriz. Aşağıda empati ile alakalı güzel bir video var izlemenizi tavsiye ederim.
Blogger, Fırat Akkoç
Comments