top of page

Blog Posts

Writer's pictureHüseyin GÜZEL

Başınıza Gelenleri Memnuniyetle Karşılayın | Stoacı Mektubu #5

Hepimiz sevdiğimiz insanlardan bir takım tuhaf hediyeler almışızdır. Bir keresinde, üniversitedeki bir kız arkadaşımdan Six Flags için hediye kartı aldığımı hatırlıyorum. O kadar uzun süre çıkmıyorduk, bu yüzden beni pek iyi tanımıyordu. Dürüst olmak gerekirse eğlence parklarını pek sevmiyordum. Bu hediye fikrinin nasıl ortaya çıktığını bilmiyorum ama geriye dönüp baktığımda oldukça havalıymış bence. O zamanlar, bir aptal gibi, bana hediyeyi verdiğinde hemen kaşlarımı çatmıştım. Bundan hoşlanmadığımı bilmiyordu. Birkaç gün sonra ona para iadesi alıp alamayacağını sormuştum :)


O zamanlar şuan ki Stoacı zihniyete sahip olsaydım, hediyeyi o kadar çabuk yargılamazdım. Denerdim bir kere. Belki harika bir gün geçirirdik ve eğlenceli anılar yaşardık. Lakin denemezseniz bunu asla bilemezsiniz.


Geçenlerde Marcus Aurelius’un Meditations adlı kitabını yeniden okumaya karar verdim. Hayatta başımıza gelenleri kabul etmekten çok bahsettiğini fark ettim. Stoacılığın ana temalarından biridir bu. Ancak Stoacılar sadece dış olayları kabul etmek bir tarafa, bunun ötesine de ermişlerdir.


Çoğu insan 365 gün boyunca güneş ışığının olmasını tercih eder, ancak yağmur yağdığında bunu gönülsüzce kabul eder. “Ah hayır, yine yağmur yağıyor!” der. Kontrol edemediğimiz şeyleri (yaralanmalar, kayıplar, ekonomi, diğer insanların eylemleri vb.) kabul etmekten başka bir seçeneğimiz yoktur.


Ama bu her şeyi kabullenmeye yönelik tutumumuzla ilgilidir. Çoğumuz bir şeyleri kabul ederiz çünkü başka seçeneğimiz olmadığının farkındayızdır. Ancak Stoacılar her şeyi ilk başta istiyorlarmış gibi kabul ederler. Bunda ince bir fark vardır, ama nasıl yaşadığınız üzerinde muazzam bir etkisi de vardır. Marcus bunu “küçümsemeden kabul etme” yeteneği olarak adlandırıyor.


Sahip olduklarınızdan tatmin olduğunuzda ve başınıza gelen olayları kabul ettiğinizde, artık gerçeklikle mücadele etmezsiniz. “Bu neden benim başıma geldi? Neden yağmur yağıyor? Neden bir pandemi var? Aşı neden daha hızlı uygulanamıyor? İş arkadaşım neden daha hızlı yanıt vermiyor?” Bunun gibi şeyler için büyük miktarda zihinsel enerji harcıyoruz. Bu, ya harici olayları kabul etmediğimizin ya da onları küçümseyerek kabul ettiğimizin bir işaretidir.


Hepimiz hayatı şekillendirmek için doğuştan gelen bir dürtüye sahibiz. İstediğimizi almalıyız ve istemediğimiz şeylerden kaçınmalıyız. Ancak çoğu zaman tersi doğrudur. Şu anda birçok insan Covid’e yakalanmaktan kaçınmaya çalışıyor, ancak hepimiz antikorlarımız olmadıkça virüse karşı bağışıklık kazanamayacağımızı biliyoruz.


Bu yüzden, işlerin her zaman istediğiniz gibi olmasını beklemeyin. Bunun yerine, her ne olursa olsun olmasını istiyormuşsunuz gibi hoş ve memnuniyetle karşılayın. Bu bir akıl oyunudur. Ve evet, temelde kendinizi kandırıyorsunuzdur. Ama işe yarıyor kesinlikle.


Marcus’un da bununla ilgili bazı güzel düşünceleri vardı: “Sahip olduklarınızdan memnuniyet duyun ve şuan ki her şeyi kabul edin. Ve kendinizi, her şeyin tanrının bir armağanı olduğuna, her şeyin iyi olduğuna ve her zaman iyi olacağına ikna edin, zira bunu tanrının iyi, adil ve güzel olan her şeyi yaratarak, onları birbirine bağlayarak ve kucaklayarak gerçekleştireceğine inanın ve memnuniyetle karşılayın.”

Ne olursa olsun, bu yaklaşımdaki, her şeyin daha yüksek bir gücün armağanı olduğuna kendimizi ikna etme kısmını seviyorum. Dünyaya bu şekilde bakmanın biraz pratik yapmayı gerektirdiğini de söylemeliyim. Yani bunun çılgınca geldiğini düşünüyorsanız, haklısınız da. Hala istemediğin şeylere hediye olarak davranmanın delilik olduğunu düşünüyorum ayrıca. Ama bir kez de olsa denemelisiniz. Hayatta çok daha rahat hissedeceksiniz emin olun. Sanki hiçbir şey size zarar veremeyecek. Her şey gönlünüzce olsun. Kalın sağlıcakla…


2 views0 comments

Comments

Rated 0 out of 5 stars.
No ratings yet

Add a rating
  • Beyaz LinkedIn Simge
  • Beyaz Facebook Simge
  • Beyaz Heyecan Simge

BU İÇERİĞE EMOJİ İLE TEPKİ VER

bottom of page