Bertrand Russell'ın Yaşam Kuralları

Bertrand Russell, ünlü bir İngiliz matematikçi, filozof ve sosyal eleştirmen olarak tanınır. Onun felsefe, bilim, tarih, etik ve hümanizm üzerine yazdığı kitaplar ve makaleler, dünya çapında okuyucuları derinden etkilemiştir. Özellikle mantık ve matematik felsefesi üzerine yaptığı çalışmalarla anılır. Felsefe, matematik ve mantık alanlarındaki katkılarından ötürü 1951 yılında Nobel Edebiyat Ödülü'ne layık görüldü. Russell, parlak kariyeri boyunca 70'den fazla kitap ve yaklaşık 2.000 makale yayımlamıştır.

Photo: Evelin Bundur/Behance

Russell bir zamanlar şunları söylemişti:

"Hayatımı şekillendiren basit fakat son derece güçlü üç tutku var: Aşk özlemi, bilgiye olan susamışlık ve insanlığın çektiği acılara karşı derin bir merhamet."

Bertrand Russell'ın en tanınmış eseri, epistemolojik görüşlerini sergilediği 'Bilgi Teorisi' adlı kitabıdır.

Bu kitap, bilginin iki kategoriye ayrılabileceğini öne sürer: gerekçelendirilmiş doğru inanç (JTB) ve gerekçelendirilmiş yanlış inanç (JFT).

JTB, kanıtlarla desteklenen inançlardır; JFT ise, kanıtlarla desteklenmese de iyi bir nedenle savunulan inançlardır.

Bertrand Russell, 1954 yılında "Felsefenin İlkeleri" adlı eserini yayımlayarak, iyi bir yaşamın temellerini oluşturduğuna inandığı unsurları detaylandırdı.

Kitap, tatmin edici ve anlamlı bir hayat sürmek için bizi yönlendirmesi gereken temel ilkeleri belirlemiştir. İşte iyi bir yaşam için yedi ilke:

1. Başkalarına karşı hoşgörülü olun.
   

2. İnsanları anlamak için elinizden geleni yapın.
   

3. Kendinize karşı dürüst olun ve sorunlarınızla doğrudan yüzleşin. Başkalarının sorunlarını çözmeye çalışmadan önce kendi sorunlarınızı çözmeye çalışın.
   

4. Her şeyin göreceli olduğunu unutmayın; herkes olaylara farklı bakıyor.
   

5. Kendinizi ve sahip olduklarınızı (veya sahip olmadıklarınızı) kabul edin.
   

6. Maddi şeylere fazla bağlanmaktan kaçının.
   

7. Sizi hayal kırıklığına uğratan veya adaletsiz görünen insanlara karşı bile sabırlı ve hoşgörülü olun; bu, kendi yüreğinizdeki öfke ve kırgınlıktan kaçınmanıza yardımcı olacaktır.

Russell rasyonalizmin özellikle güçlü bir savunucusuydu.

1902'de şöyle yazmıştı: "Her insanın kendi kararını verme hakkına sahip olduğuna inanıyorum... Çocukların eğitilmesini hayattaki en önemli görevlerden biri olarak görüyorum."

Bilginin dogma veya otorite yerine rasyonel araştırma ve inanç yoluyla edinilmesi gerektiğine inanıyordu.

Bu ideallere erişmenin en etkili yolunun eğitim olduğuna inanarak, ifade ve düşünce özgürlüğünü savunmuştur. "Erkekler aptal olarak doğmazlar, cahil olarak doğarlar. Eğitimle aptallaştırılırlar," diye ifade eder.

"Kendi adına düşün" ifadesinin "en önemli kural" olduğunu savundu.

Kendinden şüphe etmenin, genellikle bir karar vermeden veya yargıda bulunmadan önce durup düşünmen gerektiğinin bir işareti olduğu, çünkü kendinden veya çevrenden asla tam olarak emin olamayacağını sürekli hatırlatır.

Ayrıca şuna inanıyordu: "Eğitimin en önemli ilkeleri şunlardır: birincisi, bireyin hem kişisel yaşamında hem de topluma katkı sağlama kapasitesinde etkin bir şekilde görev alabilmesi için eğitilmesi gerekmektedir."

Russell, "Mutluluğun sırrı şudur: İlgi alanlarınızı mümkün olduğu kadar geniş tutun ve ilginizi çeken şeylere ve kişilere karşı tepkilerinizin düşmanca değil, mümkün olduğunca dostane olmasına izin verin" dedi.

Yaşınız ne olursa olsun öğrenmeye devam etmek önemlidir. Okul bittikten sonra öğrenmeyi durdurursanız, ileride başvurabileceğiniz bilgi birikiminiz olmayabilir. Hayatınızla ilgili önemli kararlar almanız gerektiğinde, hazırlıksız yakalanmamak için bilgi edinmeye devam edin.

Kitaplar ve diğer bilgi kaynakları olduğu sürece onlardan öğrenebileceğiniz bir şeyler her zaman vardır.

İlk bakışta önemsiz gibi görünen küçük bir şey bile ileride çok değerli olabilir.

Olaylara mümkün olduğunca başkalarının gözünden bakmaya çalışmalıyız. Hayatımız boyunca pek çok deneyim yaşarız ve her şeyi bildiğimizi düşünebiliriz, fakat bu nadiren gerçek olur.

Yeni deneyimlere ve fikirlere açık olmak önemlidir. Eğer sadece bildiklerinizi yapmaya devam ederseniz, asla yeni ya da farklı bir şey deneyimleme şansınız olmaz. Bu, küçük bir odada sabit bir dünya görüşüne sahip biri gibi yaşamak demektir.

Russell bir zamanlar şunu söylemişti: "Geleneksel insanlar, geleneklerden uzaklaştıklarında öfkelenirler, çünkü genellikle bu uzaklaşmayı kişisel bir eleştiri olarak algılarlar."

Eğer dış dünyayı daha yakından tanımak istiyorsanız, sık sık dışarı çıkmalı ve yeni insanlarla tanışmalısınız. Bu, özellikle büyüme sürecinde olan ve potansiyellerini keşfetmekte olan gençler için çok önemlidir.

Bertrand Russell şöyle diyor: "Evren, zekamızın daha da keskinleşmesini sabırla bekleyen büyülü şeylerle dolu."

Başkalarının düşüncelerini ve duygularını anlamak için alçakgönüllü ve düşünceli olmalısınız; onları hatalı veya mantıksız olarak nitelendirmeyin, dikkatle dinleyin ve ne demek istediklerini anlamaya çalışın.

Eleştirilme endişesi duymadan fikirlerinizi başkalarıyla rahatça paylaşın; başkalarının gelişimine katkıda bulunmak için hatalı ya da eksik olmaktan çekinmeyin.

Her zaman olaylara başkalarının gözünden bakmaya çalışmalısınız; başkalarının yerinde olmanın nasıl bir his olacağını düşünerek ve onların hayatlarındaki seçimlere saygı ve anlayış göstererek çevrenizdeki insanlarla empati kurabilirsiniz.

Russell'ın bir bilim insanı olmamasına karşın etkili bir düşünür olduğunu vurgulamak önemlidir. Onun fikirleri, gerçekliğin doğası üzerine devam eden tartışmalara yaptığı katkılarla bugün bile hala önemini korumaktadır.

Bu bağlamda Bertrand Russell'ın felsefesinin en önemli katkısı görecelik düşüncesidir. Mutlak bir gerçeğin olmadığını ve tüm görüşlere saygı duyulması gerektiğini belirtir. Başka bir deyişle rölativizm düşünce ve ifade özgürlüğüne izin verir.

Postanly Weekly