Bilimin asla durulmayan suları, hem insan sağlığını hem de insanlığın geleceğini iyileştirmeye, açıklamaya ve geliştirmeye devam ederken biz de heyecanla takip ediyoruz. İşte bu hafta bilim dünyasında yaşanan en havalı gelişmeler… Keyifli okumalar!
2.624 yıl… Bilim kurgu filminden bir zaman dilimi değil, Kuzey Carolina’daki Kara Nehir kenarında kısa süre önce keşfedilen “bataklık servi”sinin yaşı! Evet, bu ağaç dünyanın kaydedilmiş en eski sulak ağaç türü ve bilinen en eski beşinci ağaç.
Çoğu dinden bile daha eski olan bu ağaç türünü, 1985’ten beri, dünyada nadir bulunan 2.000 yaşından büyük ağaçları inceleyen Arkansas Üniversitesi Jeoloji Bölümü profesörü David Stahle keşfetti. Bu ağacın halkaları bize, özellikle tarihi iklim modelleriyle ilgili olarak, geçmişin bir hikâyesini anlatabilir. Çünkü bataklık servileri, yağış ve nem hakkında bilgi edinmede jeologlara önemli içgörüler sağlıyor.
Nature Communications‘da yayınlanan bir makaleye göre, Çinli bir araştırma ekibi, kesilmiş bir atardamardan akan kanı durdurabilecek bir hidrojel yarattı.
Hemofili hastalarında görülebilen kontrolsüz kanama, hayati tehdit unsuru olabilecek bir rahatsızlık. Bu doğrultuda harekete geçen bilim insanları, acil durumlarda kanamayı önleyebilecek bir çeşit “yapıştırıcı” tasarladı.
Çinli ekibin tasarladığı bu jelde, insan bağ dokusuna olabildiğince benzetebilmek için; su, jelatin, protein ve diğer kimyasal karışımları birleştirildi. Ortaya çıkan madde ultraviyole ışığa maruz kaldığında sertleşecek ve katılaşacak, böylece kan akışını 20 ila 30 saniye kadar kısa sürede önleyecek. Ekip jelin, 290 mm Hg kan basıncına dayanabildiğini belirtiyor. Bu rakam da çoğu klinik ortamdaki kan basıncından oldukça yüksek.
Bir Cuma akşamı arkadaşlarınızla en sevdiğiniz restorana gideceksiniz. Taksi çağırıyorsunuz, ama gelen araç aslında bir uçak… Bu hayal, gerçek olmaya çok yakın!
Alman Lilium şirketi, pille çalışan bir tür yüksek hızlı hava taksisi gibi davranacak bir uçak üzerinde çalışıyor. Şirket kısa süre önce, beş kişilik bir prototipin bir pistten helikopter gibi yükselip hafifçe indirilmeden önce kısa bir süre havada durduğu bir video yayınladı.
Şirketin hedefi ise, “2025 yılına kadar birden fazla şehirde tamamen operasyonel bir uçan taksi hizmeti” sunabilmek. Görünüşe göre, bu kısa ve küçük deneme kalkışı, insanlık için büyük adımlardan biri olacak. Tabii, bu uçan taksiler operasyona başlayınca kısa mesafe kabul ederler mi bilemiyoruz!
Columbia Mühendislik ve Vanderbilt Üniversitesi’nden bir ekip, akciğer yenilenmesi için dünya çapındaki organların kullanılabilirliğini artırabilecek bir teknik geliştirdi.
Donör akciğerlerinin neredeyse %80’i “ciddi ancak potansiyel olarak geri dönüşlü yaralanmalar” nedeniyle reddediliyor. “Nakil kriterlerini karşılamak için ciddi şekilde hasar görmüş akciğerler”in yeniden üretilebileceği bir model üzerinde çalışan araştırmacılar, çalışmalarını spesifik bir yaralanma üzerine yoğunlaştırdılar: Solunum yolundaki gastrik materyalin neden olduğu pulmoner epitel hasarı gastrik aspirasyon.
Nakli yapılacak akciğeri vücut dışında 36 saate kadar canlı tutan “çapraz dolaşım platformu”, doktorların nakil öncesinde yaralı organları yeniden üretmeleri için zaman tanımayı hedefliyor.
Bu teknik, gastrik aspirasyon ile yaralanan akciğerlerin birkaç gün vücut dışında tutulabildiğini, tekrarlanan terapötik müdahalelere uygun olduğunu ve hücresel yenilenme ve gelişmiş fonksiyon belirtisi gösterdiğini ortaya koyuyor.
Columbia Üniversitesi’nde mühendisler “hipertuzlu” sudan tuzu ayrıştırmanın bir yolunu buldular.
Dünya ve Çevre Mühendisliği Profesörü Ngai Yin Yip yönetimindeki bir ekip, Sıcaklık Değişimli Çözelti Özütleme (Temperature Swing Solvent Extraction ya da kısaca TSSE) olarak adlandırılan yeni yöntemle, deniz suyundan yedi kat daha tuzlu suları tuzundan arındırabiliyor. Petrol ve doğal gaz üretimi sırasında ortaya çıkan bu tarz sular, yer altı ve yer üstü su kaynaklarının kirlenmesine sebep oluyor. Bu yöntemle, hem atık su arıtmak hem de içme suyu üretmek artık mümkün.
Comments