Stoacı filozof Seneca'nın, dostu Lucilius'a yazdığı mektubundaki ifadesi:
“Asıl utanç verici olan, yürümek değil; birdenbire başını döndürüp, dünyevi bir kafa karışıklığının ortasında sersemlemiş gibi 'Bu noktaya nasıl geldim?' demektir.”
Şunun üzerine bir düşünün. Hayatınızın hangi noktasındasınız ve sizi buraya getiren nedir? Çoğumuz için net bir cevap yoktur, bu kesin. Kendime sık sık şunu sorarım: "Bu noktaya nasıl geldim?" İlk kez sorduğumda, adeta gözlerimin önünde yepyeni bir dünya açılıyor.
Yaklaşık altı yıl öncesine dek, kararlarım üzerinde düşünmek için kendime yeterli zamanı tanımıyordum. Gerçekten de, Seneca'nın sorduğu soruyu kendime ilk sorduğumda, verecek bir yanıtım dahi yoktu.
Bu soruyu gerçekten düşündüğümde, hayatımdaki pek çok şeyin tesadüfen, yani kendiliğinden meydana geldiğini fark ettim. Bazı durumlarla sadece karşılaştım. Ve bu durumda yalnız olmadığımı düşünüyorum: Örneğin, insanlara "Bu işe nasıl girdin?" diye sorduğunuzda, alabileceğiniz en yaygın yanıtlardan biri "Bilmiyorum, herhalde bu böyle oluverdi." olacaktır.
Tabii ki, burada bahsedilen şey aslında kendiliğinden ve bilinçsiz bir süreç. Belirli bir kariyer yolunu neden seçtiğimiz konusunda genellikle bir fikrimiz olmuyor. 2010 yılında babamla birlikte çamaşırhane sektöründe profesyonel bir şirket kurmaya karar verdik. Bu işe nasıl başladığım konusunda net bir fikrim yok. Babam bu alanda yirmi yıldır çalışıyordu. Peki ya o, bu sektöre nasıl adım attı? Yine tamamen kendiliğinden ve bilinçsiz bir şekilde.
Babam, kariyer değişikliği yapmak için eğitim hayatına geri döndü. Makine mühendisliği alanında eğitim aldı ve profesörlerinden birinin tanıdığı, hastanelere ve diğer sağlık kuruluşlarına hizmet veren büyük bir çamaşırhane şirketinde iş buldu. İş teklifini kabul etti ve şimdi, 30 yıl sonra, hala aynı sektörde aktif olarak çalışmaya devam ediyor.
Önceleri bir çalışan, şimdi ise bir iş sahibi olarak babamın sıfırdan başlayıp bu noktaya kendi çabalarıyla ulaşmasına büyük saygı duyuyorum. Bugünkü konumuna erişmek için birçok fedakarlık yaptı. Ancak "Bu sektörde çalışmayı gerçekten istiyor muydun?" diye sorduğumda, cevabı 'hayır' oldu. Nüfusun %99'u gibi, o da bu alanın bir endüstri olduğunun farkında değildi.
Babamın durumu için, çamaşır işine olan tutkusu sayesinde sonuçlar iyi oldu; o hala bu tutkuya sahip. Tek istediği, kendi şirketine sahip olmaktı, başka bir şey değil.
Babamın hikayesinden kendim için birçok ders aldım. En önemlisi, işimizi sevmemiz gerektiği. Çamaşırhane işi benim için uygun değildi. Bu yüzden, dört yıl birlikte çalıştıktan sonra kendi yolumu çizmeye karar verdim.
Sektöre girişimin tamamen bir kaza ve bilinçsizlik sonucu olduğunu anladım, bu da içsel bir hayal kırıklığına yol açtı. Ancak, ne yapmak istediğimi de gerçekten bilmiyordum. Açıkçası, çoğumuz bilmiyoruz. İşimizden keyif almıyoruz, fakat neyi arzuladığımızı da bilmiyoruz.
Akıl yürütme ve düşünce süreciyle, bir değişiklik yapmam gerektiğine karar verdim. Öğrenmeyi ve öğretmeyi her zaman sevmişimdir, fakat geleneksel yolları izlemek hiçbir zaman ilgimi çekmedi. Seneca'nın da söylediği gibi, "Sebeplerle neyi nasıl deneyeceğinizi öğrenirsiniz; bir şeyleri rastgele yapmazsınız." Bir okulda veya üniversitede çalışmak yerine, kendi işimi kurmayı tercih ettiğimi anladım.
Bu nedenle, yüksek motivasyona sahip profesyonellere yönelik çevrimiçi dersler vermeye başladım ve bu, tutkuyla bağlı olduğum bir alandır. Son birkaç haftadır, her Ocak ayında başlayan yazı kursumu güncellemek için uğraşıyorum. Bu zorlu bir görev ve çok enerji tüketiyor. Ancak yeni materyaller üretmekten de keyif alıyorum. Öğrencilerimin bu materyalleri hayatlarını ve kariyerlerini geliştirmek için kullanmalarını bilmek, bana büyük mutluluk veriyor. Geçtiğimiz günlerde öğrencilerimden biri, "uyurken bile neredeyse her gün satış yaptığını" söyledi. Bu gerçekten harika bir duygu.
Hayatınızda önemli kararlar alırken kendi rotanızı çizmeyi ihmal etmeyin. Derinlemesine düşünerek bilinçli seçimler yapın. İzleyeceğiniz kariyer, yanınızda olacak ortaklar, aile gibi değer vereceğiniz dostlar gibi konularda yaşamınız tesadüflere bırakılmamalı. Hayatın çoğu beklenmedik olaylarla dolu olsa da, kendimize “Bu noktaya nasıl geldim?” diye sıkça sormak gerekir. Arzu ettiğimiz güzel bir yaşamı garanti altına almanın yolu budur. Her şey gönlünüzce olsun. Sağlıkcakla kalın…
Comments