Bir ömür boyu sürecek olan ayrıcalık, tüm varlığınızı bütünleştirmektir. Tüm varlığınızı uyandırın ki gerçekten görülebilesiniz...
Brené Brown'ın kelimelerle arası çok iyidir. O, derinlere dalıp, çıplak gerçeği keşfeder ve bunu yüksek sesle ifade eder. Onun sözleri sadece ilham vermekle kalmaz; aynı zamanda hayatı değiştirir. Bizi iç dünyamıza dönüp, karanlığımızla, gölgelerimizle ve gizlemeye çalıştığımız bilinçaltı yönlerimizle yüzleşmeye teşvik eder.
O sizin ruhunuza hitap eder.
Onun bilgeliği hayatınızı dönüştürebilir, tıpkı benimkini dönüştürdüğü gibi. "Daring Greatly" ve "The Gifts Of Imperfection", hayatımda derin izler bırakan iki kitap. Brown, bizi kendimizle yüzleşmeye çağırıyor. Görünmek, gerçekten var olmaktır. Bu rahatsız edici olabilir, ancak değerlidir. Bu alıntılar, kendinizle ve diğerleriyle gerçek bağlantılar kurmanız için bir alan açmanıza yardımcı olabilir.
"Hikayemizi sahiplenmek zor olabilir, ancak hayatımızı ondan kaçarak geçirmekten daha zor değildir. Zayıflıklarımızı kabullenmek riskli olabilir, fakat sevgiden, aidiyet hissinden ve mutluluktan vazgeçmek kadar tehlikeli değildir; ki bunlar bizi en savunmasız kılan deneyimlerdir. Ancak karanlığı keşfetmek için yeterince cesur olduğumuzda, ışığımızın sınırsız gücünü keşfedeceğiz." Brené Brown
Acımızı saklamak cazip gelebilir. Bu nedenle güçlüymüş gibi davranmayı tercih ederiz. Savunmasız olmak riskli gelir; reddedilme, yargılanma ve incinme korkusuyla maskelerin ardına gizleniriz. Ancak, kendimizin bu diğer yönlerini yaşamaktan kaçındığımızda, gerçek aşkı, bağlantıyı ve mutluluğu da kaçırmış oluruz.
Hikayemizden kaçmak, ona sahip olmaktan daha acı vericidir.
Psikolog Carl Jung şöyle diyor: "Bilinçdışınızı bilince çıkarmadıkça, o sizin hayatınızı yönetecek ve siz buna kader diyeceksiniz. Deliliğinizin ışığının parlamasına izin verin, çünkü o zaman şafak sizin için sökülecektir. Delilik küçümsenmemeli ve korkulmamalı, aksine ona hayat verilmelidir... Onu tanıyabildiğiniz için sevinin, çünkü bu sayede onun esiri olmaktan kurtulacaksınız."
Özgürlüğü keşfetmek için tüm varlığınızı bütünleştirin.
Tüm benliğinizi keşfetmek, ışığınızı ortaya çıkarır. Yalnızca gölgenizle yüzleşerek gücünüzü bulabilirsiniz. Hikayeniz acı verici ya da karanlık olabilir, ancak onu kabullenmek gerçek özgürlüğün ilk adımıdır. Kişisel süper gücünüzü nasıl kullanacağınıza siz karar verirsiniz.
"İronik olarak, daha bütün veya kabul edilebilir görünmek adına zorlu hikayelerimizi inkar etmeye çalışıyoruz. Ancak bütünlüğümüz, hatta tüm kalbimiz, düşüşlerimiz de dahil olmak üzere yaşadığımız tüm deneyimlerin entegrasyonuna bağlıdır." Brené Brown
Acılarımızı gizleriz, her şeyin yolunda olduğuna inanmak isteriz. Güçlü ve kusursuz görünmeyi arzularız. Ancak kırıklıklarımız bizi gerçek kılar. Acıyı yok saymak, onu iyileştirmez, sadece gizler. En büyük gelişmelerimiz mücadelelerden doğar. Kalp kırıklıkları, başarısızlıklar ve kayıplar bizi gelecek mücadelelere hazırlar, bizi daha merhametli ve dirençli kılar.
Bu hikayeleri saklamak, bizi bir çıkmazda tutar.
Acılarımızı paylaşmak, birbirimizle bağ kurmamızı sağlar. Yalnız olmadığımızı fark ederiz. Savunmasız olmak, güven inşa etmemize yardımcı olur. Korkutucu olabilir, ancak değerlidir. Hikayenizi benimsemek güç gerektirir. "Bu yaşandı ama ben hâlâ buradayım" demektir. Gerçek anlamda bütün olmayı ifade eder.
Yara izlerimiz, yaşadığımız hikayeleri anlatır ve bizi eşsiz kılar. Kırıklıklar arasında güç bulabiliriz. Onların bize öğrettiklerini ve nasıl şekillendirdiklerini düşünün. Yolculuğunuzu, kusurlarınızı ve tüm deneyimlerinizi benimseyin. Gerçek bağlantının, kendinizle ve başkalarıyla kurulduğu yer burasıdır.
Hepimizin zor hikayeleri vardır.
Biliyorum, siz de muhtemelen bunu yaşıyorsunuzdur. Bazen hikayelerimizi saklamaya çalışırız, daha bütün ve kabul edilebilir görünmek için. Mücadelelerimizi yok sayarsak, kendimizi daha güçlü hissedeceğimizi düşünürüz.
Bütünlüğümüz, tüm deneyimlerimizi, hatta zor olanları bile kucaklamakla ilgilidir. Zorluklarımızı reddederek eksiksiz görünmeye çalışmak ironiktir. Ancak zor hikayelerimizi reddettiğimizde, kendimizin bir parçasını yitiririz. Gerçek bütünlük, onları kabullenmekle başlar.
"Her gün, bütünlüğümüzü yansıtmayan etiketler ve klişelerle küçümsenmeye karşı mücadele ediyoruz. Kendi başımıza durup konuşma riskini almadığımız sürece, bize sunulan seçenekler, direndiğimiz kategorilere bizi itiyor ve bu da kopukluğumuzu ve yalnızlığımızı pekiştiriyor. Ancak vahşi doğaya adım atma ve kendi vahşi doğamızı kabullenme riskini göze aldığımızda, gerçek benliğimizle ve en önemli olanla derin bir bağ kurarız." Brené Brown
Toplum, insanları kutulara koymayı sever. Doğduğumuz andan itibaren etiketlerle tanımlanırız: "utangaç", "atletik", "zeki". Bu etiketler bize bir güvenlik hissi verir, ancak zamanla sınırlarımız haline gelirler. Sonunda, gerçekten kim olduğumuzdan ziyade, başkalarının bizden beklediği kişiye dönüşürüz.
Yalnızlık, bir yer ve sınırlı bir yol gibidir.
Güç, yalnızca etiketlerin ötesinde bulunur. İnsanlarla anlamlı bağlantılar kurun. Hikayeniz, başkalarına özgürlüğün izini sürmeleri için ilham kaynağı olsun. Bu, bir dalga etkisi yaratır. Cesur bir ruh, başka birini etkileyebilir. Siz, bir etiketten çok daha fazlasını temsil ediyorsunuz. Deneyimlerin, duyguların ve umutların bir evrenisiniz. Kendi benliğinizi tam anlamıyla benimseyin ve başkalarını da bu yönde ilhamlandırın.
Toplum, bizi belirli kategorilere yerleştirmeyi arzuluyor.
Bu klişeler ve karakter tasvirleri gerçek benliğimizi yansıtmıyor, kimliklerimizi kısıtlıyor. Ancak sessiz kalmaya devam edersek ve gerçek yönümüzü izlemezsek, sorunun bir parçası haline geliriz. Bu, sürekli bir mücadeledir.
Etiketler kim olduğunuzu basitleştirir.
Ruhunuzu canlandıran şeyleri görmezden geldiklerinde, konuşma riskini almadığımızda kendimizi kaybederiz. Stereotiplere inanmaya başlarız ve bağlantısız, yalnız hissederiz. Özgürlük cesaret ister. Kendinize anlattığınız hikayeler, sizi tek boyutlu bir kimliğe sıkıştırabilir.
"Bir insanın hayatındaki en büyük ayrıcalık, gerçek benliğini yaşamaktır." Carl Jung
Comments