Duygularımız bize kim olduğumuz, başkalarıyla olan ilişkilerimizin nasıl olduğu ve sosyal etkileşimlerde nasıl davranmamız gerektiği konusunda bilgi verir. Olaylara anlam verirler ve ikili ilişkileri koordine etmeye yardımcı olur.
“Duygularınızı etiketlemek faydalı bilgiler sağlar. Duygularınız, en çok neye önem verdiğinizi belirlemenize yardımcı olan ve sizi olumlu bir değişiklik yapmaya motive eden işaretler haline gelir.” Susan David
Duygular bizi davranışlarımıza hazırlar ve tetiklendiklerinde; algı, dikkat, çıkarım, öğrenme, hafıza, hedef seçimi, motivasyonal öncelikler, fizyolojik tepkiler, motor davranışlar ve davranışsal karar verme gibi sistemleri düzenler.
Bununla birlikte, birçok insanın duyguları düşünürken sahip olduğu yaygın bir anlayış ise duyguların her zaman doğrudan eylem üretmesi gerektiği inancıdır. Oysa bu doğru değildir.
Duygu kesinlikle bedeni eyleme hazırlar; ancak insanların fiilen eylemde bulunup bulunmadıkları, duygunun meydana geldiği bağlam, duygunun hedefi, önceki deneyimleri gibi birçok faktöre bağlıdır. Bu nedenle, duygular, önemli olmakla birlikte, davranışların birçok belirleyicisinden sadece biridir.
"Düşünceler,duygularımızın gölgesidir." Irvin D.Yalom
Duygular ayrıca düşünceler ve anılarla da bağlantılıdır. Anılar sadece beynimizde kodlanmış gerçekler değildir; gerçeklerin meydana geldiği zamanlarda hissedilen duygularla renklenirler. Böylece duygular, zihnimizdeki birbirinden farklı gerçekleri birbirine bağlayan sinirsel bir yapıştırıcı görevi görür. Bu yüzdendir ki; mutluyken mutlu düşünceleri, öfkeliyken öfkeli anları hatırlamak daha kolaydır.
Duygusal zekayı geliştirmenin en iyi yollarından biri duygusal kelime dağarcığını geliştirmektir ve bunun için ise en uygun araç Duygu Çarkı olabilir.
Duygu çemberi Robert Plutchik tarafından 1980 yılında geliştirilmiştir. Plutchik, duyguları 8 temel kategoriye ayırır: Sevinç, Güven, Korku, Şaşkınlık, Üzüntü, Tiksinme, Öfke ve Beklenti. Daha sonra bu 8 temel duyguyu, 3'er bölüme ayırmıştır.
Her bir yaprağın en dış kısmı, bir duygunun en ılıman duygu seviyesine karşılık gelir. Örneğin sükunet, sevincin en ılıman halidir. Yaprağın ortasındaki duygular temel duygu seviyeleridir. Bunlardan 8 tane olduğunu az önce söylemiştik. En içteki kısım ise o temel duygunun en yoğun halidir. Örneğin coşkunluk, sevincin en yoğun halidir.
Elbette bu tip çalışmalar ve içerdiği genellemeler %100 doğru önermeler içermez, sonuçlara ulaştırmaz. Ancak bu çalışmaları duyguların kategorizasyonu için araç olarak kullanmak, insanlarla iletişimde bir araç olarak kullanmak ve kişisel gelişimde rehber olarak görmek karşımızdakileri anlamaya ve kendimizi daha iyi ifade etmeye yönelik önemli adımlar olacaktır.
Comentários