İki Dakika Kuralı, David Allen'ın ünlü zaman yönetimi kitabı Getting Things Done'da yer alan, güçlü ve çoğu zaman gözden kaçan bir üretkenlik taktiğidir. Basit ama güçlü olan bu kural ertelemeye, işteki ve hayattaki küçük şeylerin toplanarak birikmesine izin vermeye karşı bir savunmadır. Bu yönergeyi izlemek, görevleri sonsuza dek yarım bırakmak yerine hızla tamamlayarak bizi harekete geçirebilir.
“Bir eylem iki dakikadan az sürecekse tanımlandığı anda yapılmalıdır.”
Bu stratejiyi uygulamak için şu adımları izleyebilirsiniz:
Hangi alışkanlığı geliştirmek istediğinizi tanımlayın. Örneğin, daha sağlıklı beslenmek, daha düzenli spor yapmak ya da daha çok kitap okumak gibi.
Bu alışkanlığı iki dakikadan az süren bir eyleme indirgeyin. Örneğin, sağlıklı beslenmek için bir meyve yemek, spor yapmak için spor kıyafetlerinizi giymek ya da kitap okumak için bir sayfa okumak gibi.
Bu eylemi her gün aynı saatte ya da aynı tetikleyici olaydan sonra yapın. Örneğin, her sabah kalktığınızda, her öğle yemeğinden sonra ya da her akşam yatmadan önce gibi.
Bu eylemi yaparken kendinizi ödüllendirin. Örneğin, bir meyve yedikten sonra kendinize "Aferin bana!" deyin, spor kıyafetlerinizi giydikten sonra sevdiğiniz bir şarkıyı dinleyin ya da bir sayfa okuduktan sonra kendinize bir fincan çay yapın gibi.
Bu eylemi yapmaya devam ederken zamanla arttırın. Örneğin, bir meyve yerine bir salata yemek, spor kıyafetlerini giymek yerine 10 dakika egzersiz yapmak ya da bir sayfa yerine bir bölüm okumak gibi.
Bu adımları takip ederek iki dakika kuralını hayatınıza uygulayabilir ve yeni alışkanlıklar edinebilirsiniz.
İki dakika kuralı, kulağa ne kadar basit gelse de, Allen'ın konseptin ardındaki mantığı ve bunun üretkenlik cephaneliğinizde neden bu kadar etkili bir araç olduğunu anlamaya değer:
İki dakika kuralı, yeni beceriler ve rutinler oluşturmak için geliştirilmiş basit bir stratejidir. Bu strateji, yapılacaklar listenizdeki görevleri iki dakikadan az sürede yapabilecekseniz hemen yapmanızı, daha uzun sürecek görevlere ise en az iki dakika başlamanızı önerir. Böylece, beyninizi bu görevlere alıştırır, kaygınızı azaltır ve motivasyonunuzu artırır.
“Bir sonraki eylem iki dakika veya daha kısa sürede yapılabilirse, bunu öğeyi ilk gerektiğinde yapın. İki dakika kuralının mantığı, aşağı yukarı bir şeyi yapmak için beklemenin daha uzun sürmeye başladığı noktadır.”
Genellikle yapılacaklar listemizde biriken, bizi yetişememe hissi ile korkutan ve aşılmaz hissettiren şeyler küçük görevlerdir; bir e-postaya yanıt vermek, bir bitkiyi sulamak, masanızı toplamak, bir makbuz doldurmak gibi. Genelde 120 saniye veya daha kısa sürede tamamlayabilirler.
Ancak daha sonra toparlanmak üzere bırakıldıklarında, sürekli olarak ertelediğimiz bir listeyi oluşturuyorlar. Sonuç olarak, kendimizi onları nasıl henüz yapmadığımızı düşünerek ve bu konuda suçluluk duyarak, onları yaparak harcayacağımızdan daha fazla zaman ve enerji harcarken buluruz.
İki dakika kuralını uygulamanın iki yolu
İki dakika kuralı hem basit hem de dinamiktir. Tek seferlik hızlı bir görevi tamamlıyorken ya da daha büyük bir projenin küçük bir parçasını bitiriyorken kullanmak, erteleme felcini aşmaya yardımcı olabilir.
Hızlı bitirilebilecek görevleri tamamlama: Bir şeyi ne kadar uzun süre ertelerseniz, onu başarmak üzere başlamak da o kadar zor olur. Bu fenomeni önlemek için, küçük görevleri ortaya çıkar çıkmaz, birikmeden halletmek çözüm odaklıdır.
İki dakika kuralını, gün boyunca ortaya çıkan -rastgele ve bağlantısız- görevlerden herhangi birine uygulayabilirsiniz.
Büyük bir göreve başlama: Küçük görevlerin çoğunun etrafı büyük olanlar ile çevrilidir. Bunlar, nereden başlayacağımızı bilmediğimiz için kaçındığımız iddialı ve genellikle belirsizlik ile boğuşan iş veya projelerdir.
Herhangi bir büyük görevi başlamanıza, ivmeyi sürdürmenize ve her seferinde iki dakika boyunca zorlu bir görevi tamamlamanıza olanak tanıyan hızlı parçalara bölebilirsiniz. Böylece başlamadan önce hissettiğiniz ilk karar felcinden de kaçınabilirsiniz.
İki dakika kuralı; başlamadan ertelemeyi önler, küçük kazançlarla ivme yaratır, eyleme geçmeye karşı önyargıyı zayıflatır. İki dakika kuralının güzelliği özgünlüğü olsa da, ihtiyacınız olduğunda esneklik de vardır. Zamanla süre uzatılıp, kişiselleştirilebilir hale gelir.
Yeterli zaman ve kararlılıkla, kaçınmak yerine yapma alışkanlığı kazanabiliriz.
Comments