top of page

Blog Posts

Writer's pictureHüseyin GÜZEL

Harika bir hayat, iş hayatı ve eğlence dünyası arasında hassas bir dengedir

Her zaman bir acelemiz var, iş hayatı içerinde bir sonraki teslim tarihine veya taahhüt zamanına doğru yarışır gibiyizdir. Ancak bir sonraki başarı ve üretkenliğe yönelik bu amansız arayışta, yol boyunca değerli bir şeyi kaybedeceğiz gibidir?


"A Great Life is a Delicate Balance Between Work and Play" by Thomas Oppong

Oynadığımız Oyunu mu kaybediyoruz?

Miami Üniversitesi'nde felsefe profesörü ve "Running with the Pack" kitabının yazarı Mark Rowlands şöyle diyor:


“Çalışmak değil oyun oynamak bizi tamamen hayata getirir.”

Yaşam sanatının tamamı iş ve oyun arasında hassas bir dengedir.


Başarı yarışımızda sıradan eğlenceyi unutuyoruz.


Hayatlarımız hiç bitmeyen bir yapılacaklar listesi haline geldi ve spontane, yapılandırılmamış oyun sanatını kaybettik.


Oyun sadece çocuklar için değildir; insan olmanın temel bir parçasıdır.


İçinizdeki çocuğu kucakladığınızda dünyanız dönüşür ve yepyeni bir hayata başlar. Yaşamanın heyecanını bu şekilde yeniden keşfedersiniz.


“Oyun aktivite değil tutumdur. Bu bir zihniyettir” diyor Primal Play Method'un Kurucusu Darryl Edwards.

Gerçek yaşama sanatı sadece hayatta kalmak ya da hareketlerden geçmek değildir; bu, o hassas dengeyi, başarılı olduğunuz o tatlı noktayı bulmakla ilgilidir.


Hayat, tek yaptığınızın çalışmak, çalışmak ve biraz daha çalışmak olduğu, hiç bitmeyen bir eziyet anlamına gelmiyor.


Sağlıklı değil ve açıkçası zevkli de değil.


Ancak diğer taraftan, yalnızca oyuna adanmış, sorumluluktan ve amaçtan yoksun bir hayatın özü yoktur.


Gerçek yaşam sanatı bu iki gücün uyumlu hale getirilmesinde yatmaktadır.


Çalışmak bize yapı, hedefler ve büyümenin yollarını sağlar. Hayata derinlik ve anlam verir. Bir hayat oluşturmanın çerçevesidir.


Ancak, ki bu çok önemlidir; oyunu, boş zamanı ve eğlenceyi benimsemek de aynı derecede hayati öneme sahiptir. Hayatı yaşamaya değer kılan renkleri, kahkahaları ve anları burada bulabilirsiniz.


Oyun, anılar yarattığınız, ilişkileri beslediğiniz ve günlük anların sihrini bulduğunuz yerdir. Onsuz, hayatınız derinlikten yoksundur ve işkolik bir robot olma riskiyle karşı karşıya kalırsınız.


Bunu şu şekilde düşünün: İş, sizi ileri iten motor gibidir, oyun ise bu motorun sorunsuz çalışmasını sağlayan yakıttır.


Eğer işe çok fazla odaklanırsanız ve oyunu ihmal ederseniz, o motor aşırı ısınabilir, bozulabilir ve sizi stres, tükenmişlik ve monotonluğun olduğu ıssız bir yerde mahsur bırakabilir.


Diğer taraftan, eğer iş pahasına oyuna öncelik verirseniz, kendinizi sürekli geçiminizi sağlamak için çabalarken, hayalleriniz ve hırslarınız parmaklarınızın arasından kum gibi kayıp giderken bulabilirsiniz.


Ancak bu hassas dengeyi bulduğunuzda, çalışmanın oyununuzu zenginleştirdiği ve oyunun çalışmanızı zenginleştirdiği bir sinerji yaratırsınız.


Yaratıcılığınız yükselir, üretkenliğiniz tavan yapar ve yaşamınız, amaca yönelik çaba ile neşeli boş zamanların uyumlu bir karışımı haline gelir.


Bu çok güzel bir deneyim.


Bu dengeyi kurduğunuzda sadece var olmuyorsunuz, aynı zamanda gerçekten yaşıyorsunuz. Meraklarınızın peşinde koşuyorsunuz ama aynı zamanda görevlerinizi de yerine getiriyorsunuz.

Anlamlı bir yaşam tasarlamanın en iyi yolu budur.


Ve bunun çok yönlü, doyum dolu bir yaşamı tanımlayan bir arayış olduğuna inanıyorum.


Olağanüstü bir yaşamı bir ip gibi düşünün; bir tarafta işiniz, sorumluluklarınız ve faturaların ödenmesini sağlayan tüm ciddi şeyler var.


Diğer tarafta oyun, boş zaman, meraklarınız, "iş dışı aktiviteler" ve ruhunuzu aydınlatan her şey var.


Seni canlandıran diğer her şey.


İş için yaptığınız işte her iki unsuru da bulabilirseniz, doğru noktaya gelmişsiniz dostum.

Yazmayı iş olarak pek düşünmüyorum.


Meraklarımı keşfetmenin en iyi yolu bu. Çok önemsediğim konuları araştırıp yazarken canlanıyorum.


“Hayatın gerçek sırrı budur; burada ve şimdi yaptığınız şeyle tamamen meşgul olmaktır. Ve buna iş demek yerine, bunun bir oyun olduğunun farkına varın." diyor yazar ve kendi deyimiyle "felsefi şovmen" Alan Watts.

Ancak çoğu insan iş yerinde tatmin olmuyor.


Bu yüzden oyunu bilinçli olarak hayatınızda tasarlamanız gerekiyor.


İşe ve oyuna vakit ayırdığınızda hem daha donanımlı hem de daha mutlu bir insan olursunuz.

Yeniden şarj olduğunuz için işiniz daha verimli hale gelir ve stresten etkilenmediğiniz için oyununuz daha keyifli olur.


Varoluşunuza derinlik katan o kıvılcımı, “yaşama sevincini” bulun


"Gülen Filozof" Demokritos, "Hayatla birlikte gülebilen kişi, kendine, insanlara ve dünyaya olan güveni ve inancıyla derin kökler geliştirmiştir" diyor.

"Joie de vivre", basit zevkleri ve yaşam deneyimlerinin zenginliğini öven bir Fransız kavramıdır.

Genellikle hayata iyimser bir tavırla yaklaşan, günlük deneyimlerden keyif alan ve zamanını en iyi şekilde değerlendiren kişiyi tanımlamak için kullanılır.


Hayat sadece girip çıkmaktan ibaret değil.


Eğer iş sizi tamamen tüketiyorsa, tükenme riskiyle karşı karşıya kalırsınız ve ilk etapta neden yarattığınızı gözden kaçırırsınız. Öte yandan, sorumluluk almadan oyun oynamaya başlarsanız başyapıtınızın içeriği ve yönü eksik kalır.


Önemli olan her ikisine de zaman ayırmak.


İşin bazen baskın olabileceğini ve diğerlerinde oyunun ön planda olduğunu bilerek gelgitleri kucaklayın.

Bu dinamik dengede bir güzellik var.


Büyük yaşama sanatı, sizi canlandıran pek çok şeyde ustalaşmakla ilgilidir. Ancak bu herkese uyacak tek bir formül değil.


Bu, kendi ritimlerinizi anlamak, kendinizi ne zaman zorlayacağınızı ve ne zaman gevşeteceğinizi bilmekle ilgilidir.


Bu, yalnızca hayatta kalmanın yanı sıra gerçekten gelişeceğiniz bir hayat yaratmakla ilgilidir. Bu nedenle, bir adım geri atmaktan, önceliklerinizi düşünmekten ve hayatınızı bir başyapıt haline getirmek için bu dengeye ince ayar yapmaktan korkmayın.


Hayatınızı büyük bir tuval gibi düşünün ve bir sanatçı olarak onu iş ve oyunun mükemmel karışımıyla resmetme gücüne sahipsiniz.


Bu dengeyi kurduğunuzda sadece var olmakla kalmaz, gelişirsiniz ve hayatınız benzersiz bir şekilde size ait olan bir sanat eserine dönüşür.


Thomas Oppong

Recent Posts

See All

Comments

Rated 0 out of 5 stars.
No ratings yet

Add a rating
  • Beyaz LinkedIn Simge
  • Beyaz Facebook Simge
  • Beyaz Heyecan Simge

BU İÇERİĞE EMOJİ İLE TEPKİ VER

bottom of page