Huzur, sessizlik, açık hava ve bir sığınak... Geçmişte sizin için adeta kutsal bir mekan olan yerleri ve yaşadığınız anıları ne sıklıkla yad ediyosunuz?
Sizin için özel bir anlam taşıyan yerler vardır; anlatılamaz, zaman ve mekanın ötesinde, zihninizin köşelerinde sonsuza kadar yaşayan ve anılarınızda tekrar canlanmayı sabırsızlıkla bekleyen yerlerdir buraları...
Zaman ilerledikçe ve hayatımın kış mevsimine doğru yaklaşırken, o değerli anılarda yaşadığım duygulara daha çok bağlanıyorum.
Carmel, California aklıma düşüyor. Ailemle birlikte orada tatil yapmıştık. Ocean Street'te bulunan Akdeniz Pazarı'na sıkça uğrardık. Tavanlardan asılı dev salamlar vardı ve babam, sahildeki öğle yemeğimiz için bize soğuk etler ve sodalar satın alırdı. Ardından, sandviçlerimiz için ekmek ve tatlılarımız için kurabiyeler almak üzere yan taraftaki fırına giderdik.
Babam, büyük yeşil yün battaniyesini yere serer ve biz plaj sandalyelerine uzanıp, öğle yemeğimizi yerken dalgaların ritmik sesini dinler, yakındaki çalılıklardan fırlayan meraklı sincapların yiyecek parçaları istemelerini izlerdik. Serin okyanus brizinin yüzümüzü nazikçe okşaması ve ailelerin ile çocukların kahkahalarının dalgaların arasından yükselmesi bizi uykuya meylettirirdi.
Büyülü anlardı adeta.
Kaliforniya'daki Los Gatos'ta bulunan Oak Meadow Park, anılarım arasında özel bir yere sahiptir. Çocukluğumda, sık sık annem ve büyükannelerimle birlikte parka giderdim. Onlar geniş çimenlerin kenarındaki tahta banklarda otururken, ben oyun alanındaki salıncaklarda ve kaydıraklarda eğlenirdim. Yıllar sonra, yetişkin biri olarak, ölüm döşeğindeki büyükannemi güneşli bir öğleden sonra ve hatta bir tren yolculuğu için oraya götürdüm.
Son zamanlarda, Güney Nevada'ya taşındıktan sonra arkadaşlarımız bizi harika Mt. Charleston'a gezmeye götürdü. Piknik için öğle yemeğimizi yanımıza aldık ve yeşil bir çayırda yerleştik. Ardından, adeta bir rüyadaymışız gibi, vahşi atlar ve midilliler bir ormanın içinden birdenbire beliriverdiler ve çevremizde otlamaya başladılar.
Derin bir refah ve mutluluk hissi yaşadım.
İyi dengelenmiş bir ruh haline sahip olmak büyük bir şans, fakat bazen günümüz siyasetinin gidişatı ve dünyanın genel sorunları yüreğimi sıkıştırıyor. Yaşlanmanın getirdiği zorluklar ve sevdiklerimizi kaybetmenin acısını saymıyorum bile.
Kendimi kötü hissettiğim zamanlarda, edebiyat, sanat ve müzik beni yeniden hayata döndürür.
Ruhumun derinliklerinde hüzün ve umutsuzluk dolaşırken sıklıkla başvurduğum bir şarkı bulunuyor: Barbra Streisand'ın etkileyici bir performansla seslendirdiği "Somewhere". Bu şarkı, 1957 yılında Broadway yapımı "West Side Story" için Leonard Bernstein tarafından bestelenmiş ve Stephen Sondheim tarafından sözleri yazılmıştır.
İlginç bir şekilde, "Somewhere" şarkısının müziği, Beethoven'ın 5. Piyano Konçertosu, Richard Strauss'un Piyano ve Orkestra için Burlesque'i ve Çaykovski'nin Kuğu Gölü balesinin üç bölümünden esinlenerek oluşturulmuştur. İşte her şeyi açıklayan büyüleyici bir video!
Lütfen Barbra Streisand'ın "Somewhere" performansını izlemek için biraz zaman ayırın.
Şarkının sözleri şöyle:
Somewhere
Somewhere
We'll find a new way of living
We'll find a way of forgiving
Somewhere
There's a place for us
Somewhere a place for us
Peace and quiet and open air
Wait for us, somewhere
There's a time for us
Some day there'll be a time for us
Time together with time to spare
Time to learn
Time to care
Some day
Somewhere
We'll find a new way of living
We'll find there's a way of forgiving
Somewhere (Somewhere, somewhere)
There's a place for us
A time and a place for us
Hold my hand and we're halfway there
Hold my hand and I'll take you there
Somehow
Some day
Somewhere!
Müzik videosundaki Avrupalı göçmenlerin duygusal buluşmalarını ve Afrikalı çocukların suda neşeyle oynadığı sahneleri seviyorum. Bu sahneler, aile, dostluk ve mutluluk için evrensel bir hasreti ifade ediyor. Aynı zamanda evimiz, güvenliğimiz ve sığınak arayışımızı yansıtıyorlar.
Sanırım hepimiz Somewhere'i bekliyoruz.
Savaşların, endişelerin, zorlukların ve üzüntülerin ötesinde bir yeri aslında. Sevdiklerimizle yeniden bir araya gelebileceğimiz bir yeri. Güneşin kalbimizi ısıttığı ve esintinin yüzümüzü serinlettiği bir yeri. Huzurlu ve mutlu bir yeri.
Var olduğuna inanıyorum.
Bize ait bir yer orası. Huzur, sessizlik, açık havanın olduğu bir yer, bir sığınak....
Belki birbirimizin ellerini tutarak birlikte bulabiliriz...
John P. Weiss
Comments