"Elektrikli demiryolumuz […] burada tam bir başarı öyküsüne dönüşmüş durumda. Beklentilerin ötesinde performans gösteriyor ve sadece birkaç saat içinde günde yaklaşık bin kişiyi taşıyor [...]. Tren her seferinde 20 ile 25 kişi alıyor ve atlı tramvaylarla benzer hızlarda hareket ediyor." (June 12, 1879)
Werner von Siemens bu sözleri kardeşi Carl'a yazarken gerçekten haklıydı. 31 Mayıs 1879'da Berlin Sanayi Fuarı'nda gerçekleştirilen dünyanın ilk elektrikli demiryolu açılışı (aşağıdaki resim), toplu taşımacılıkta devrim niteliğinde bir başarıyı simgeliyordu. Bu dönüm noktası, mühendislikteki mükemmelliğe, sürekli öğrenmeye ve öncü ruhu sürdürme yolculuğunda sadece bir adım olmuştur.
1847'de, Siemens'in kuruluşu sırasında Werner, kardeşi Wilhelm'e yazdığı bir mektupta, esprili fakat ileri görüşlü bir dille elektrikle çalışan bir aracı şu şekilde tanımlamıştı:
"Zamanım ve param olduğu zaman, beni hiçbir zaman yarı yolda bırakmayacak bir elektromanyetik hackney yapmayı planlıyorum." (1847)
Bu alıntı, elektrifikasyon öncesi dönemde Werner von Siemens'in vizyoner gücünü sergiliyor. Ancak asıl önemli olan, 1866'da yarattığı başyapıt olan dinamo makinesiyle, mekanik enerjiyi elektrik enerjisine çevirerek, kendi buluşuyla modern dünyayı şekillendiren devrimci fikirlerin temelini atmış olmasıdır.
“Eğer tasarım doğruysa, etkilerin muazzam olması beklenir. Bu kavram genişletilebilir ve elektromanyetizmde yeni bir çağın başlamasına öncülük edebilir." (1866)
13 yıl sonra, 1879'da, ilk elektrikli demiryolu hayata geçirilerek vizyon gerçek oldu. Siemens ve Siemens Mobility bugün, ilk elektrikli demiryolunun yıldönümünü kutluyor ve tramvaylardan metrolara, şehir içi demiryollarından günümüzün yüksek hızlı trenlerine kadar demiryolu taşımacılığının elektrifikasyonu alanında 145 yıllık etkileyici bir başarı hikayesini sergiliyor.
Comments