Geçen gün “2021 yılının ne kadar boşa geçmiş bir yıl” olduğunu düşünüyordum. Covid salgını yüzünden yapamadığımız bir çok şey ve kaçırdığımız pek çok planımız oldu. Normalde, yılın bu zamanlarında bir çoğumuz dışarıdaydık. Soğuk havanın hayranı değilim ama tatil sezonunda dışarı çıkmamızın da bir sakıncası yok sanırım. Mağazaların hepsi süslenir ve şenlikli görünürdü, Noel müziği insanları iyi bir ruh haline sokar ve siz dışarıda birkaç saat soğukta kaldıktan sonra kahvenin tadı bir başka güzel olurdu.
Hala bir çok şehirde alışveriş yapabilirsiniz ve istediğiniz envai çeşit kahvelerden alabilirsiniz, ancak bu aynı şey değil. Şimdiye kadar, bu salgının dörtte üçü bir yıl içinde çoğumuza yetti de arttı bile, hatta canımıza tak etti. Önce şok olduk. Sonra kabullendik, ama daha iyi şeyler yapmak vardı, yapamadık, özetle boş geçti daha önce de dediğim gibi. Fakat şimdi, korku hakim.
Korku anlarında, hayatınızı sürdürebilmek ve ilerleyebilmek için bir içsel güce sahip olduğunuzu kendinize hatırlatmalısınız. Bazı günler yataktan kalkmak istemediğinizi ya da öğlen yatağa dönmek istediğinizi biliyorum, ama ilerlemeye ve hayatınızı sürdürmeye devam edecek kadar güçlüsünüz, zira bu sizin içinizde var.
Epiktetos bunu ne güzel ifade etmiş: “Karşılaştığınız her zorluk için, bu zorlukla başa çıkacak kaynaklara sahip olduğunuzu unutmayın. Uygunsuz birine bir şekilde ilgi duyuyorsanız, kendinizi sınırlayacak kaynaklara sahip olduğunuzu göreceksiniz. Mesela ağrınız olduğunda, dayanıklılık kaynağınızdır. Ve hakarete uğradığınızda da sabır kaynağınızdır.”
Bu şekilde düşünürseniz, hayatın size attığı her şeye bir cevabınız olduğunu göreceksiniz. Sorun şu ki, bazen gerçekten güçlü varlıklar olduğumuzu unutuyoruz. Holokost katliamına (Bir milyon üzerinde Yahudi çocuk, aşağı yukarı iki milyon Yahudi kadın ve üç milyon Yahudi erkek Holokost’ta katledildi) uğrayan insanları düşünün. Viktor Frankl, bununla ilgili olarak İnsanın Anlam Arayışı (Man’s Search For Meaning) adlı kitabında detaylı bilgiler veriyor. Bu kitabı seviyorum. Bana, sizin ve benim bu dehşet katliamdan kurtulan insanlarla benzer DNA’lara sahip olduğumuzu hatırlatıyor.
Elektrikli battaniyelerimizle yatakta uzanarak yumuşadığımızı düşünüyoruz. Ama durum bu değil. İçimizdeki gücü ve onun kaynaklarını unutuyoruz. Bodruma inip, sahip olduğunuzu bile bilmediğiniz bir takım yararlı şeyler bulmak gibidir bu. Geçen gün bodrumdaki depoma girdim ve birkaç yıl önce evime taşındığımda sakladığım bu harika kitabı buldum. Tamamen unutmuşum bir köşede.
Bodruma inip bir takım yararlı şeyler bulmanın zihinsel karşılığı yansımadır. Bunu günlük tutarak yapıyorum ben. Zira geçmişte yaptığınız şeyler hakkında düşünmek güzeldir. Çoğu zaman kendi başarılarımızı ve güçlü yanlarımızı unutuyoruz. Bir şeyi bir kez yaptıysanız, bir daha yapamayacağınızı kim söylemiş? Salgına yaz aylarında katlandıysanız, kışın da dayanabilirsiniz. Kariyerinizi bir kez değiştirdiyseniz, tekrar yapabilirsiniz. Farklı bir şehre taşındıysanız, tekrar taşınabilirsiniz.
Herhangi bir anda, düşündüğünüzden daha güçlü olduğunuzu unutmayın. Hepimiz yaşamlarımızı sürdürebilmemizde ve ilerlememizde yardımcı olması gereken bu tür doğal mekanizmalara sahibiz, zira bunlar içsel olarak gücümüzün doğal kaynakları. Epiktetos’un da dediği gibi, “Ağrınız olduğunda, dayanıklılık kaynağınızdır” Hepsi içinizde. Sadece farkında olmalı, tozunu almalı ve tekrar kullanmalısınız. Her şey gönlünüzce olsun. Kalın sağlıcakla…
