Üniversite yıllarınız, hayatınızın en heyecan verici yıllarından biri olabilir, ancak odak noktanızı kaybetmeniz de çok kolaydır bu yıllarda. Çiçeği burnunda mühendis adaylarının üniversiteye başladıklarında bilmeleri gereken birkaç şey var…
Üniversiteye başlamak, herkesin hayatında heyecan verici bir şeydir ve yeni bir başlangıca atılan ilk adımdır. Sayısız yeni insanlarla tanışma fırsatı ile birlikte, geleceğinizi şekillendirecek hayat yolunuzun rotasını çizmek için çok fazla miktarda bilgi birikimi ile de karşılaşırsınız. Fakat bunun yanı sıra, bu fırsat olarak görülen ve yeni tanışılan insanlardan kurulu yeni çevreniz tarafından, psikolojik olarak boğulmanız ve odak noktanızı kaybetmeniz çok kolaydır.
Partiler, etkinlikler ve ders dışı etkinlikler arasında, odağınızın merkezindeki derslerinize yeterince konsantre olamayabilirsiniz ve hayatınızın mezun olduktan sonra hiçte hayal ettiğiniz gibi olmadığını görürsünüz. Mezun olmadan önce bazı şeyleri önceden öğrenirseniz, tabii sadece bilmeniz yeterli değil, farkındalığına ererseniz, elbette bu, okul hayatınız açısından ve sonrası için de sizlere çok faydalı olacaktır. Ve geçmiş mezunların verebileceği bir çok tavsiye niteliğinde önerileri de olacaktır sizlere.
İşte mühendislik öğrencilerinin üniversiteye başlamadan önce bilmeleri gereken birkaç şey…
1- Aptalca diye bir soru yoktur.
Birincisi, asla öğrenmek için orada olduğunuz gerçeğini unutmayın. İkincisi, bir şeyleri tahmin etmeye çalışmanız normaldir ve bazı profesörler tarafından da korkutulmuş hissine kapılabilirsiniz. Zira sorduğunuz sorulara beklediğiniz tarzda, lise öğretmeni gibi cevaplar alamayabilirsiniz, aptalca bir soru olduğunu düşünerek soru sormakta güçlük çekip, çekingenlik gösterebilirsiniz. Fakat soru sormaya devam etmezseniz, sadece kendi şansınızı yitirirsiniz. Zira öğrenmek soru sormaktan geçer. Herkes bir yerden başlar ve ilk günden de her şeyi bilmeniz sizden beklenmez. Bir şeyden emin değilseniz bile, sadece sorun! Kendinize sonrasında teşekkür edeceksiniz :)
2- Sosyalleşmek, çalışmak kadar önemli olabilir.
Açıkçası çalışmak inanılmaz derecede önemlidir ve bir kenara atılacak bir şey de değildir. Bununla birlikte, üniversite hayatı sadece çalışmaktan da ibaret değildir, ki kafanızı arada bir kitaptan dışarı çıkarıp, yeni insanlarla tanışmak; yani sosyalleşmek de gerekli ve önemlidir.
Sağlıklı bir sosyal yaşam, sizi sadece ders çalışmaktan uzaklaşmanıza engel olmakla kalmaz,
aynı zamanda sosyalleşmenize ve iletişim becerilerinizi geliştirmenize de yardımcı olur. Mezuniyet sonrası iş dünyasına girdiğinizde bu size artı bir avantaj kazandıracaktır, zira iş dünyası sayısal beceriler kadar sosyal becerilerin de gerekli olduğu sosyal ve gerçek bir hayattır.
3- Bir Çevre Edinmek için Asla Çok Geç Değil
Sosyalleşmek, üniversite çalışmalarınızın tanınması ve gelecekteki işverenleriniz radarına girmeniz için harika bir yol olabilir.
Bir süre boyunca herhangi bir iş arayışında olmasanız bile, sosyal çevrenizde adınızın iyi bir şekilde anılıyor olması bile her zaman iyidir. Bu yüzden sosyal bir çevrenizin olması ve bu çevredeki herkes tarafından da pozitif biri olarak bilinmeniz en güzelidir. Zira ilk iş deneyiminiz konusunda size kimin referans olacağını asla bilemezsiniz.
4- Köprüleri Yakmayın
Kuşkusuz, sevmediğiniz, hatta nefret ettiğiniz insanlarla birlikte çalışmak zorunda olduğunuz zamanlar olacaktır. Belki ekip arkadaşınız bir pisliktir veya belki de profesörünüzün sizi kabul etmesi için onunla birlikte çalışmanızı şart koştuğunu düşünüyorsunuz. Sorun ne olursa olsun, bunun üstesinden gelmeniz size kalmış. Asla köprüleri atan yada yakan siz olmayın. Bu kolay olmayabilir, ama gerçek hayat bu işte. İş arkadaşlarınızla veya patronunuzla her zaman iyi geçinemezsiniz, ancak bu işinizin önüne geçemez. Ayrıca, daha sonrasında, bir proje esnasında veya mezuniyet sonrası bir iş için başvuruda bulunduğunuzda, profesörlerinizle aranızın iyi olması da çok değerli olacaktır.
5- İhtiyacınız olduğunda yardım isteyebilin.
Gururunuzun, başarınızın önüne geçmesine izin vermeyin. Doğal olarak, her şeyi kendi başınıza yapmak isteyebilirsiniz, ancak hepimizin sınırları var. Eğer mücadele ediyorsanız, birilerinden yardım isteyebilmelisiniz. Uzun vadede sizi çok fazla strese sokacaktır bu. Ayrıca yardım isteyebilmek size alçak gönüllülük kazandıracaktır ve bunun yanlış bir tarafı da yok.
6- Muhtemelen öğrendiğin her şeyi kullanmayacaksın, ama yine de öğrenmen gerekiyor.
Üniversite eğitiminiz boyunca birçok bilgiyle karşılaşacaksınız. Bazen bunların çok zor olduğunu düşünecek ve sonrasında tüm bu yeni bilgilerin gerekli olup olmadığını kendi iç dünyanızda sorgulayacaksınız.
Gelecekte üstlendiğin işler ve sorumlulukların pek çoğunda, üniversitede edindiğin bu bilgilerin bir çoğuna ihtiyaç duymayacaksın, ama bu değersiz ve gereksiz olduğunu düşündüğün dersleri önemsemeyip, göz ardı etmen gerektiği anlamına da gelmez. Öğrendiğiniz her şey, kariyeriniz için size mümkün olan en iyi temeli sağlayacaktır. Her şeyin gerçek hayatta karşılığını fark edemesek bile, bu onun gereksiz ve önemsiz olduğu anlamına gelmez, muhakkak yeri geldiğinde ne kadar önemli olduğunu anlayacaksınız.
7- Kendinizi ittirmeniz ve girişimci olmanız gerekiyor.
Bir şeyi anlamıyorsanız ve herhangi bir dersin içeriğinde size sunulmuyorsa, bağımsız olarak da olsa onu mutlaka öğrenmelisiniz. Başka birisinin size bunu anlatmasını beklemeyin, çünkü bu hiç gerçekleşmeyebilir. Emrinizde bir kütüphane var, onu akıllıca kullanmayı bilin! Bağımsız çalışabileceğinizi göstermeniz ve çalışmalarınıza gerçek bir ilgi ve alaka göstermeniz, sizi kalabalıklardan uzaklaştıracaktır.
8- Neyi niçin ve nasıl yaptığınızı bilin.
Ödevlerinizi yetiştirebilmek için çok çalışmanız gereken ve kendinizi çok yorgun ve stresli hissettiğiniz zamanlar muhakkak olacaktır. Bu gibi durumlarda, neyi niçin ve nasıl yaptığınızı tam olarak anlamadan, sadece doğru cevaba ulaşmak size cazip gelebilir.
Bu şekilde kendinizi kandırmayın. Cevabınızın doğru olduğunu bilmek tek başına yeterli değildir. İş dünyasında, not yoktur ve çalışmanızı nasıl ve niçin yaptığınızı açıklayabilmeniz gerekir. İşinizin inceliklerini tam olarak anladığınızdan ve tahminde bulunmadığınızdan emin olun.
9- “En iyi” üniversitelere girmeniz gerektiği konusunda endişelenmeyin.
Tabii ki, prestijli üniversiteler çok şey ifade ediyor ve bir özgeçmiş üzerinde oldukça etkileyici görünüyor olabilir, ancak tek seçeneğiniz “en iyi” üniversitelerde okumak değildir. Özellikle mühendislik alanında, potansiyel işverenlerin, sizin mezun olduğunuz okullardan ziyade, kendi projeleriniz ve başarılarınızla daha fazla ilgilenmeleri muhtemeldir. Yani en iyi, prestijli üniversitelere yerleşemediyseniz endişelenmeyin. Projelerinizin ve başarılarınızın sizi anlatmasına izin verin, çünkü iş dünyasındaki asıl önemli olan şey budur.
10- Becerilerinizi yalnızca mühendislik alanıyla sınırlamayın
İş hayatına başladığınızda, beklentilerinizden çok farklı olduğunu göreceksiniz. Kendinizi, düşündüğünüz yerden ziyade, daha çok belgelerle ve evraklarla uğraşan bir masada bulabilirsiniz, bu nedenle buna göre kendinizi hazırlanmanız gerekir.
Word ve Excel gibi ve mühendislikle direk ilgisi olmayan diğer çeşitli konularda uzman olduğunuzdan emin olun. Gelecekte bir sürü sizi tatmin edecek iş ortamları ve pozisyonlar olacak olsa da, bol miktarda fatura, belge ile karşılaşacak ve bu iş yüklerini sizden talep edecek genel müdürleriniz de olacaktır.
11- Mezun olduktan sonra iş garantisi diye bir şey yoktur.
Her ne kadar Bilim, Teknoloji,Mühendislik ve Matematik (STEM) alanları kesinlikle diğer birçok iş gücü piyasasına göre daha istikrarlı olsa da, bu mezun olur olmaz işe alınacağınız anlamına gelmez. (Türkiye için TIP! der susarız :))
Pek çok yeni mezun genç, mezun olduktan sonraki aylarda uzun ve yorucu bir süreçte, iş bulamadıkları zamanlar hayal kırıklığına uğramaktadır. Mühendislik alanında iş bulma şansınız iyi olsa da, iş garantisi diye bir şey yoktur. Eğer iş garantisi var diye düşünüyorsanız (:)), mühendislik eğitimi almayın. Bu alanda gerçekten tutkulu ve istekli iseniz alın.
12- Eğer zevk almıyor ve mutlu değilseniz, yanlış yerdesiniz.
Üniversite hayatı, her zaman eğlenceden ve oyundan ibaret değildir ve mühendislik dersleri de çok zordur. Gerçekte baskıyı hissettiğiniz stresli ve yorgun zamanlar olsa da, sonuçta çalışmalarınızdan zevk alabilmelisiniz.
Mühendislik eğitiminin sizin için uygun olmadığını ve geleceğinizi belirlediğiniz bu rotanın sizi perişan ve mutsuz ettiğini fark ederseniz, bu rotayı yeniden çizmeyi düşünmek utanılacak bir şey değildir. Günün sonunda, mühendislik derslerini çalışmaktan mutlu değilseniz, muhtemelen bir kariyer olarak çalışmak da istemeyeceksiniz.
13- Uygulamalı deneyim kazanın.
En iyi derslerden bazıları kampüs dışında gerçekleşir. Staj yapmak ya da sadece yeteneklerinizi test eden bir hobi yapmak olsun fark etmez, eğitiminizi uygulayarak gerçekleştirmek ve deneyim kazanmak çok önemlidir.
Çalıştığınız bazı dersleri ya da konuları hiçbir zaman tam olarak anlayamayacaksınız. Ama yapmayı sevdiğiniz teorik çalışmalarınız ve dersleriniz için pratik bir çıkış noktası bulun.
14- Takım oyuncusu olmanız gerekiyor
Üniversite aracılığıyla kendi başınıza çok çalışacak olsanız da, iş dünyası bir ekibin parçası olarak çalışmanızı gerektirir. Bu bazen, görevlere olan yaklaşımı sizinkinden farklı olan insanlarla bir arada olmak ve onlarla çatışmak anlamına gelebilir.
İletişim kurmayı ve ödün vermeyi öğrenerek ekip çalışmalarından en iyi şekilde yararlanmalısınız. Gerçek hayatta tam kontrole sahip olduğunuz bir proje üzerinde çalışmanız nadirdir, bu nedenle başkalarıyla iyi geçinmek ve birlikte çalışmayı öğrenmek önemlidir.
15- Üniversiteden sonra her şey “ortalama” demek değildir.
Tabii ki, iyi bir not ortalaması elde etmek önemlidir, ancak mükemmel notlar her şey demek değildir. Üniversiteden sonra, İşverenler, sahip olduğunuz ortalamadan çok, projeleriniz ve pratik becerilerinizle ilgilenecektir.
Sıkı çalışın, ancak kendinizi çok fazla baskı altına sokmayın ve kendinizi yıpratmayın. Hedeflediğinizden daha düşük not ortalaması gerçekleştirirseniz, bunu kendinizi geliştirmeniz gerektiğini görmek için bir fırsat olarak kabul edin.
16- Size ilham veren şeylerle etkileşim kurun.
Mühendis olmak istemenin sebebi nedir? Bir rol modelin var mı? En büyük amacın nedir?
Bunları tanımla ve parçalara ayır. Sizi rol modellerinizden ayıran şey nedir ve onlar gibi olmak için ne yapmanız gerekiyor? Size ilham veren şeylerle etkileşim kurun ve hedeflerinize doğru sistematik olarak çalışın.
17- Portföyünüzü çok geç olmadan hazırlayın.
İş aradığınızda portföyünüz sizin için en büyük araç olacaktır. Üzerinde çalıştığınız her projeyi belgeleyin ve ayrıntılı bir şekilde yazın. Yaptığınız işi ve her bir projeden ne öğrendiğinizi açıkça belirtin. Bu şekilde gelecekteki işverenlere becerilerinizi anlatmanız gerekmeyecek, ancak bunun yerine onlara bu şekilde gösterebilirsiniz.
18- İyi notlar alın ve saklayın.
Notlarınızı dönem veya yıl sonunda atmayın. Onları üniversite eğitimi boyunca saklayın.
Hangi bilgilerin daha çok yararlı olacağını asla bilemezsiniz ya da geçen yıl öğrendiğiniz bir şey, mevcut projenizle ilgili olabilir. Her şeyi iyi organize edin ve zamandan ve emekten tasarruf edin.
19- Kendi alanınız dışına da bakın.
Bir elektrik mühendisi olmak istiyorsun, bu yüzden sadece elektrik mühendisliğiyle ilgili derslere odaklanmalısın, doğru mu? Yanlış.
Kendine daha geniş bir yelpaze çiz ve kendi alanınız dışındaki mühendislik konularını içeren dersler de al. Bu sayede kendi alanınızdaki çalışmalarınız için neler uygulayabileceğinize şaşıracaksınız ve bu size diğer mühendisleri ve onların süreçlerini daha iyi anlamanızı sağlayacaktır. Bu, daha sonra iş hayatında, diğer mühendislerle birlikte çalışma ortamları söz konusu olduğunda paha biçilmez bir avantaj olacaktır.
20- Yaz boyunca tembellik yapmayın.
Açıkçası, yaz tatilinde mola verme şansınız var, ancak boş zamanınızı nasıl kullanmanız gerektiği konusunda akıllı davranın. Gelecek yılın ödevinin çok fazla okuma ve araştırma gerektirdiğini zaten biliyorsanız, dönem başlamadan önce neden bir başlangıç yapmayasınız?
Günde sadece birkaç sayfa bile okumak, büyük bir fark yaratacaktır ve üniversitenin eğitim yılı başladığında bu, iş yükünüzü hafifletecektir. Ayrıca, özellikle sorularınız varsa not alın. Bu sayede sınıfta geçireceğiniz zamanınızdan en iyi şekilde yararlanabilirsiniz.
21- Avantajınız için interneti kullanın.
Derslerle mücadelenizde, size yardımcı olabilecek bir çevrim-içi bilgi hazinesi var: internet. Internette, youtube’daki derslerden podcast’lere kadar, öğrenmenizi destekleyebilecek bir çok kanal, servis ve yöntem var. Yani bir dersi kaçırdıysanız veya bir şeyi anlamada zorluk çekiyorsanız, çevrim-içi bulunmanız bile, size her zaman yardımcı olacaktır.
Comments