Merhum bir CEO’dan öğrendiğim bir fikir, mutluluk anlarını bulmama yardımcı oluyor… Dünyanın altüst olduğunun farkına vardığımızdan bu yana altı aydan fazla zaman geçti ve hayat, acımasız ilerleyişini sürdürmenin bir yolunu bir şekilde buluyor. Yeni rutinler keşfedildi, ancak eski alışkanlıklar yeniden su yüzüne çıktı. Evde, günlerin bir ekran bulanıklığına karışmasına izin vermek kolay olanı, ki hepimiz ekranlara kilitlendik aylar boyu…
Yaz ayı gelip giderken kendimi aklımda kalan “Günışığını Kovalamaca” adlı kitabı düşünürken buluyorum. Ölümcül beyin kanseri olduğunu ve sadece üç ay yaşayacağını öğrenen ve önde gelen bir finans CEO’su olan Eugene O’Kelly tarafından yazılan bu kitap, onun son görevini ne güzel anlatıyor: iyi ölmek.
Kitapta anlatılan tüm hikaye; kabullenmeye doğru ilerleyen derin bir yolculuk, ancak sürekli geri döndüğüm kısım, O’Kelly’nin “Kusursuz Anlar” adını verdiği bir dizi keyifli, neşe verici anlardan oluşan Mükemmel Günler arayışının anlatıldığı bölüm.
O’Kelly burada şu soruyu soruyor: “Size 30 Mükemmel Gün yaratmayı hedeflemenizi söylesem, olur mu? Ne kadar sürer peki bu? Otuz gün? Altı ay? On yıl? Asla?
Bu, özellikle pandeminin olumsuz etkilerinin giderek daha da yükseldiği bu değişim ve derinlemesine düşünme mevsiminde, oldukça faydalı bir bilgi talebidir.
Birkaç yıl önce, kitabı elime almadan önce, kendi Mükemmel Günlerimi günlüğümde dile getirmiştim (onlara Mutlu Günler adını vermiştim). Çoğu tatilde geçen günlerdi. Örneğin, Lizbon’da geçirdiğim bir gün vardı ki; kocam ve ben, şafakta uyanıp şimdiye kadarki en lezzetli kruvasanı yemiş ve Sintra’ya giden trende bunun ekstra bir ikram olduğunu keşfetmiştik.
İspanya’dan kaynaklanan saat değişikliği nedeniyle düşündüğümüzden de erken varmıştık.
Bu keşifte hissettiğimiz coşku, tatilimizin son gününün tadını çıkarmak için fazladan bir saatimizin olmasının verdiği keyfin bir sonucuydu! Dev bir yakut bulmak gibiydi…
Günün geri kalanını kaleleri dolaşarak, tepeden tırnağa nefes kesici manzaralara tırmanarak ve midemizi deniz mahsulleri çorbası ve tatlılarla doldurarak geçirdik. O gün okyanus gibi uzanıyordu sanki ufuk, dalga dalga parıldayan deniz vaatler taşıyordu geleceğe.
Notlarıma göre, bu özel günleri yılda birkaç kez yaşamışız. Her biri bir hediye gibi. Geri kalan günlerime gelince, kötü olduklarını söylemiyorum elbette. Aslında çoğu harikaydı. Ama daha çok hareket eden bir arabanın camının dışındaki görüntünün bulanıklığına benziyorlardı.
İlk çocuğumu doğurduktan kısa bir süre sonra Mükemmel Günlerimi bir yerlere not etmeyi bıraktım, ve hayatımın hikayesi hayal ettiğim senaryo penceresinden uçup gitti. Chasing Daylight’ı okumam uçup giden hayallerimi tekrar aynı pencereden savurdu benliğime.
Uzun zamandır Mükemmel Günlerin başıma geldiğini sanıyordum. Doğru zamanda doğru yerde olmam gerektiğini. İşin içinde bir yığın şans faktörü var, diye düşünüyordum. Ya da bu günler rastgele olsalar bile, yıldızların kayması gibi nadirdi, düşünceme göre.
Mükemmel Günlerin her an her yerde yaşanabileceğini şimdi anlıyorum. Bir dizi Mükemmel Anlardan oluşuyorlar ve onlara karşı açık olmayı seçip seçmememem bana bağlı. Bunu yazarken bu anların yalnızca en kötü kısımlarını mı görüyorum; mesela gökyüzü soğuk ve gri, bebekler çığlık atıyor, ben Zoom toplantısında iken küçük çocuğum mantıksız taleplerde bulunuyor, ya da yoksa en iyisini görmeyi mi seçiyorum? Mesela ailemle zaman geçiriyorum, ne güzel hep birlikte ve güvendeyiz.
Böyle günlerde evlerimize hapsolmuşuz ve hepimiz bir takım sıkıntılar yaşarken yaratıcılığımızın derinliğini ortaya çıkarmalıyız.
Kusursuz Bir An, zaman kavramının mesafeye çekildiği, tamamen ve tamamen hissettiğiniz bir zamandır. Hem siz hem de çevreniz canlı ve büyüleyici bir güzellikle doluyken. O anın mutluluğunun tadını çıkardığınız ve etrafınızı sarmak için gerçeğin en iyi versiyonunu seçtiğiniz zamandır. Bu yorgun nefes, teninizdeki güneşin hissi, geçmişin hazineleri, arkadaşlarınızın gülüşü. Anın tadını nasıl çıkarmak istediğinizi seçmenin size sunduğu hediyeler.
Günümüzde, haftamızda veya yılda olan her şeyi kontrol edemiyoruz. Bize dağıtılan kartları veya çevremizdeki birinin söylediği, yaptığı veya hissettiği kartları seçmiyoruz. Tüm sonuçlarımızı belirleyemiyoruz. Ancak her zaman nasıl yanıt vereceğimizi seçebiliriz. Bunda özgürlük ve güç var.
Pek çok günlük uygulama hakkında denemiş, çalışmış ve yazmış olsam da, en önemli olduğuna inandığım soru şu:
30 Mükemmel Güne sahip olmak kaç gün sürer?
Cevabın 30 olması için çalışıyorum…
Comments