100 yıl önce aynı Ekim ayının ılık bir sabahında bizim yurdumuzda “Yaşasın Cumhuriyet!” sesleri yankılandı. 42 yaşında Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk cumhurbaşkanı ünvanıyla kürsüye çıkan Mustafa Kemal Paşa'nın Meclise hitabı aynen şu şekilde kayıtlara geçti:
“Milletimiz kendisinde var olan vasıfları ve değeri, hükümetin yeni adıyla medeniyet dünyasına çok daha kolaylıkla gösterebilecektir. Türkiye Cumhuriyeti, dünya devletleri arasında tuttuğu yere layık olduğunu eserleriyle ispat edecektir.”
Bu sözleri dinleyen yaklaşık 13 milyon insanın hayatı, o gün tümüyle değişti. Artık egemenlik onlarındı. Kayıtsız ve şartsız!
100
Bir sayı!
Üç basamaklı en küçük doğal sayı.
10 sayısının karesi, 10000 sayısının kare kökü.
İlk dört pozitif tam sayının küplerinin toplamı.
Aynı zamanda aynı sayıların toplamının karesi.
% işaretinin yanına konulduğunda tamlığı ifade eden şey: %100
Hamlıktan, tamlığa geçişin sembolü.
Bu söylediklerim %100 matematiksel gerçekler. Evrenin her yanında geçerli.
100 yıl önce tıpkı bu yıl olduğu gibi büyük bir deprem oldu. Japonya’da 100.000 kişinin canını aldı.
İtalya’da Etna yanardağı patladı. 60.000 kişiyi evsiz bıraktı.
O yıl Fransa’da spor otomobil dayanıklılık etkinliği Le Mans 24 Saat Yarışları başladı.
ABD’de Hollywood’un simgesi dikildi. Hikayeler anlatmak için dört kardeş Warner Bros’u, iki kardeş Disney Brothers’ı kurdu.
Indiana Jones’un gerçek dünyadaki karşılığı olarak görülen Roy Chapman Gobi Çölü’nde 80 milyon yıllık dinozor yumurtalarıyla dolu ilk yuvayı keşfetti.
Almanya’nın bile ancak Weimar Cumhuriyeti olabildiği bu dönemde Bertolt Brecht'in “Ormanda” adlı tiyatro oyununun Münih'teki galası Nazi göstericiler tarafından yarıda kesildi.
100 yıl önce, 1923, orada “krizler yılı” olarak tarihe geçti. Ekim ayının sonlarına doğru 50 Trilyon Marklık banknotlar basılmak zorunda kaldı, çünkü 1 ABD doları 4 trilyon 210 milyar Alman Mark’ına denk geliyordu.
Bu anlattıklarım %100 tarihsel gerçekler. Dünyanın her yerinde biliniyor.
100 yıl önce aynı Ekim ayının ılık bir sabahında bizim yurdumuzda “Yaşasın Cumhuriyet!” sesleri yankılandı. 42 yaşında Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk cumhurbaşkanı ünvanıyla kürsüye çıkan Mustafa Kemal Paşa'nın Meclise hitabı aynen şu şekilde kayıtlara geçti:
“Milletimiz kendisinde var olan vasıfları ve değeri, hükümetin yeni adıyla medeniyet dünyasına çok daha kolaylıkla gösterebilecektir. Türkiye Cumhuriyeti, dünya devletleri arasında tuttuğu yere layık olduğunu eserleriyle ispat edecektir.”
Bu sözleri dinleyen yaklaşık 13 milyon insanın hayatı, o gün tümüyle değişti. Artık egemenlik onlarındı. Kayıtsız ve şartsız!
Bu aktardıklarım %100 politolojik gerçekler. Türkiye’nin her vatandaşı tarafından biliniyor.
Biliniyor. Her yıl tekrarlanıyor. Ama bu yıl daha güçlü bir şekilde hatırlanmalı.
Çünkü o 13 milyonun çocukları, torunları, torunlarının torunları olan bizler 100 yıl önce bugün değiştik.
Cumhuriyet değişim demektir. Bugün hatırlamamız gereken şey toplum olarak değişebildiğimiz gerçeğidir. Biz böyle bir değişimin bilincine varmayı başarmış bir milletiz. Bu değişimi ateşleyen vizyoner bir lideri çıkartabilmiş bir ulusuz.
100. yılda hatırlamamız gereken şey bu.
Bugün bizim insan olarak hepimizden tek tek daha aşkın bir seviyeye ulaştı kurduğumuz bu Cumhuriyet. Tuttuğumuz yere layık olduğumuzu “eserlerimizle ispat etmemiz” gerekiyor. Bunun için de önce “kendimizde var olan vasıflara ve değerlere inanmamız...”
İkinci yüzyıla girerken hatırlamamız gereken şey de işte bu.
İçimizden çıkardığımız bazıları verdiği eserlerle daha 50 yıl önce bugünleri hatırlatmaya çalıştı bize.
“2023`ün ılık bir ekim sabahında bacaklarımda hafif bir uyuşma ile uyandım ve sanki yüz yıllık ulu bir çınar gibi kök salmaya başladım o sabah.”
Şimdi sıra bizlerde...
İkinci yüzyılın bize sunacağı geleceğe hazırlanmak için “istikbal göklerdedir” sözünü çok daha geniş okumamız gerekiyor. Çünkü büyük bir gururla göndere çektiğimiz o şanlı bayrağımızdaki semboller bile oradan geliyor.
O zaman son olarak size %100 bilimsel gerçeklerden bahsedeyim.
2023’te tam 100 ışık yılı ötemizde bir gezegen keşfedildi. Neredeyse Dünya büyüklüğünde bu öte gezegende sıvı halde su olabileceği düşünülüyor.
100 ışıkyılı çevremizde ancak teleskopla incelenebilen 59722 yıldız var. Bunlardan 59251 tane yıldızı göremiyoruz. Sadece 471 tanesi Mag 6.0 ölçeğinden daha parlak olduğu için çıplak gözle görülebiliyor.
Ve sadece bir tanesi her gün dünyamızı aydınlatıyor. Ama onun da ışınlarının yılda sadece bir kez dik açıyla geldiği çok özel bölgeler var. Dönenceler.
Cumhuriyetin ikinci yüzyılında 100 milyon kişi olacağız. Neden içimizden böyle öte gezegenleri, yıldız sistemlerini, hatta oralarda olması muhtemel canlı yaşamları keşfedecek bilim insanları çıkarmayalım?
Neden yılın çok özel anlarında, çok özel bir açıyla gelen o ışığı yakalamayalım?
Bunu yapmak bizim için gerçekten de zor değil arkadaşlar. Eskilerden gelen o sesleri duymaya çalışırsak, bilmeye çalışırsak, görmeye çalışırsak... Yapabiliriz.
Kısacık ömrümüzün, kısacık anlarında saplandığımız o umutsuzluk bataklığından gözlerimizi yukarıya çevirelim yeter. İstikbali görebilmek için kafamızı kaldırıp baktığımızda gözlerimizi kamaştıran o ay yıldızlı bayrağı seyrederken, onun ardında daha göremediğimiz nice yıldızlara ulaşmayı hedefleyelim yeter.
Nice 100’lere...
#cumhuriyetbayramı kutlu olsun...
Barış ÖZCAN
Commenti