“Sessizlik en güzel sestir; duyabilen için…” Şems-i Tebrizi
Bir çoğumuz sessizliği pek sevmeyiz çünkü bizi kendimizle yüzleşmeye zorlar. Ve bazen geriye dönüp baktığımızda ise gördüğümüz şey sadece bir boşluktur.
Sessizlikten korkarız aslında, çünkü sessizliği önemsizlik gibi görürüz, ki duyulmak ve görülmek isteriz esasında. Kendimizi gündemde tutmak isteriz zira başkalarının gözünde önemli biri olmak isteriz daima.
Kendimizi önemli ve değerli hissettirme arzumuz çok güçlü olabilir. Ama başkaları tarafından iyi duyulma, fark edilme ve düşünülme arayışımız esnasında genellikle iç sesimizi boğarız ve duymayız onu.
Sürekli olarak, aslında sahip olduğumuz şeylerin arayışı içindeyiz. İçimizde gerçekten ihtiyacımız olan her şeye sahibiz. Aradığımız şeyler dışarıda bir yerlerde değil. Burada ve şimdi, şu anda, içimizde…
Kendinizi tanımak istiyorsanız, TV, Radyo, Internet ve kafanız içindeki kendinizle kurduğunuz diyaloğu kapatın yada sessize alın. Sessiz bir yere geçin ve sadece kendinizle zaman geçirin. Burada kendinizle tanışacaksınız. Burası sizin için gerçekten kendinizle ilgili önemli olan şeyleri öğreneceğiniz yerdir.
Burada sessizlik içinde otururken başka türlü göremeyeceğiniz şeyleri duyabilir ve görebilirsiniz. Ve arzularınız küçük ve basit hale gelir. İçsel memnuniyet sesinizi duyabilir ve olması gereken her şeye sahip olduğunuzu fark edebilirsiniz. Sessizlik, sizi dünyanın gürültüsünden uzak bir dinlenme ve netlik yerine doğru yol almanıza yardımcı olur.
Günlük programınızda bu yeri koruyun. Yaptığınız her şeyden daha önemlidir burası, çünkü kendiniz ve başkaları için daha iyi bir insan olma gücünü, amacını ve kendinizi nasıl rahatlatacağınızı bulacaksınız bu yerde.
Uyumak, diş fırçalamak, yemek yemek, işe gitmek ve egzersiz yapmak gibi rutinlerinizi esnasında da, sessizliğe ihtiyacınız var ve bunun içinde zamana ihtiyacınız var. Böylece sessizliği günlük eylemlerimize adapte ederek geliştirebilir ve stresli koşullarda bile barış duygusu içinde yaşayabilirsiniz.
Dan Pedersen
Comments