top of page

Blog Posts

Writer's pictureHüseyin GÜZEL

'Sorunlu Akıllı Telefon Kullanımı' Nedir ve Bunun Hakkında Endişelenmeli miyiz?

Gerçekleştirilen İki yeni çalışma, gençler arasında "sorunlu akıllı telefon kullanımı" ile artan kaygı, depresyon ve uykusuzluk oranlarını ilişkilendirdi; ancak, araştırmacılar bu cihazların aşırı kullanımının bu sorunlara doğrudan neden olup olmadığını henüz kanıtlayamadı. Peki bu gerçek bir sorun mu? Ve eğer varsa, ne kadar endişelenmeliyiz?


Sorunlu Akıllı Telefon Kullanımı
Sorunlu Akıllı Telefon Kullanımı

"Sorunlu akıllı telefon kullanımı" nedir?

'Sorunlu Akıllı Telefon Kullanımı', bazı araştırmacılar tarafından cep telefonlarına psikolojik veya davranışsal bir bağımlılık biçimi olarak tanımlanmaktadır. Bu durum, aşırı para veya zaman harcamayı, sosyal veya fiziksel olarak uygun olmayan durumlarda cep telefonu kullanımını içerir ve ilişkiler, zihinsel ve fiziksel sağlık üzerinde olumsuz etkilere yol açabilir. Özellikle okul öncesi çocuklar ve genç yetişkinler bu risk altındadır. Bu nedenle, sorunlu akıllı telefon kullanımının potansiyel etkileri konusunda bilinçli olmak ve dikkatli kullanım tekniklerini benimsemek önemlidir..


Her iki çalışma hakkında

Her iki çalışmanın araştırmacıları, akıllı telefon kullanımını, kullanım üzerindeki kontrolü kaybetme, anlamlı aktivitelerin yerine cihazla meşguliyet ve kullanımın mümkün olmadığı zamanlarda sıkıntı hissetme durumlarında "sorunlu" olarak tanımlamışlardır. Toledo Üniversitesi'nden Jon Elhai, her iki çalışmada da yer almadığını belirterek, kullanımın işinize, okulunuza veya ilişkilerinize zarar verdiği zaman sorunlu olduğunu ifade ediyor.


"Sorunlu akıllı telefon kullanımı", Dünya Sağlık Örgütü, Amerika Birleşik Devletleri Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri veya İngiltere Ulusal Sağlık Hizmetleri gibi resmi sağlık kuruluşları tarafından tanınan bir durum olarak kabul edilmemektedir.


"Her iki çalışma da belirli koşullar altında bir ilişki tespit etti. Bu, akıllı telefon kullanımının bu tür sağlık sorunlarına yol açıp açmadığını anlamak için daha fazla araştırmaya ihtiyaç olduğu anlamına geliyor," diye belirtiyor King's College London'dan Nicola Kalk.

İki çalışma ne buldu?

Birinde Kalk ve meslektaşları, 16 ila 18 yaş aralığındaki 650'den fazla genci kapsayan bir çalışmada akıllı telefon kullanımını inceledi. Araştırmada, "Akıllı Telefon Bağımlılığı Ölçeği" kullanılarak, katılımcıların cihaz kullanımı sonucu bulanık görme gibi sorunlar yaşayıp yaşamadıkları veya cihazsız kaldıklarında sabırsızlık hissedip hissetmedikleri sorgulandı. Bu ölçek, 10 ile 60 arasında değişen puanlar veriyor ve 30 puanın üzerindeki skorlar problemli kullanım olarak değerlendiriliyor.


Araştırmaya katılanların yüzde 19'u sorunlu akıllı telefon kullanımı kriterlerini karşıladı. Bu kişilerin, akranlarına göre orta seviyede kaygı belirtileri gösterme ihtimali iki kat, orta seviyede depresyon belirtileri gösterme ihtimali ise yaklaşık üç kat daha yüksekti.


Ortalama olarak, sorunlu akıllı telefon kullanımı sergileyen bireyler, bu sorunu olmayanlara göre Instagram'da günlük 29 dakika, TikTok'ta ise 22 dakika daha fazla vakit harcamaktadırlar. Sorunlu akıllı telefon kullanımının Snapchat veya WhatsApp gibi diğer uygulamalarla bir ilişkisi bulunmamaktadır.


Ekip, katılımcıların günlük akıllı telefon kullanım sürelerini bildirdikleri gibi, sonuçları etkileyebilecek diğer faktörleri de dikkate aldı. Kalk, "Genel ekran süresinin sorunlu akıllı telefon kullanımının etkilerinden ayrıldığını ve ekran süresinin kaygı veya depresyonla doğrudan ilişkili olmamasına rağmen, sorunlu akıllı telefon kullanımının bu durumlarla bağlantılı olduğunu" belirtiyor.


İkinci çalışmada, farklı bir ekip 13 ile 16 yaş aralığındaki 69 genci kapsayarak akıllı telefon kullanımı ile kaygı, depresyon ve uykusuzluk semptomlarının ne kadar yaygın olduğunu inceledi. Araştırmacılar, katılımcıların yüzde kırk dördünün belirlenen bağımlılık ölçeğine göre sorunlu akıllı telefon kullanım kriterlerini karşıladığını tespit etti.


Ekip bir ay sonra katılımcıların 62'sine tekrar anket yaptığında, sorunlu akıllı telefon kullanımının artışının, daha şiddetli kaygı, depresyon ve uykusuzluk semptomlarıyla ilişkili olduğunu tespit etti.


"Sorunlu akıllı telefon kullanımı" konusunda endişelenmeli miyiz?

Stanford Üniversitesi'nden Sunny Xun Liu, "Bu çalışmalar, genellikle sorunlu olarak nitelendirilen yoğun akıllı telefon kullanımının gençlerin ruh sağlığı üzerinde olumsuz etkiler yarattığını kanıtlamıyor," diyor.


King's College London'dan Kalk ve Ben Carter, her iki çalışmada da, bu semptomları zaten yaşayan gençlerin, ruh sağlığı sorunları olmayanlara kıyasla akıllı telefonlarını daha problemli bir şekilde kullanabileceklerini kabul ediyor. Toronto Üniversitesi'nden Jay Olson ise, "Bu, çift yönlü bir ilişki olabilir, ancak bunun nedensel bir bağlantı olup olmadığını şu anda belirleyemeyiz" diye belirtiyor.


Mesela, daha önce depresyon belirtileri gösteren kişiler, sevdikleriyle iletişim kurmaktan keyif alıyorlarsa, bu belirtileri olmayanlara kıyasla telefonlarına daha fazla bağlanabilirler; uykusuzluk sorunu olan bir kişi ise, gece yarısı can sıkıntısını gidermek için telefonunu kullanabilir.


İkinci çalışmada, sorunlu akıllı telefon kullanımının belirtilerini gösteren katılımcılar, bu tür bir kullanımları olmayanlara kıyasla cihaz kullanımını azaltma isteğini beş kat daha fazla ifade etme eğilimindeydiler. Carter, gençlerin telefon kullanımını azaltma arzusunun "hem endişe verici hem de olumlu" sonuçlar doğurduğunu belirtiyor.


Endişeleniyorsak akıllı telefon kullanımımızı nasıl azaltabiliriz?

İlk çalışmada yer alan katılımcıların anket sonuçları, %95'inin akıllı telefon kullanımını kısıtlamaya çalıştığını gösterdi. En etkili yöntemler olarak, cihazları zaman zaman "rahatsız etmeyin" moduna almak, bildirimleri kapatmak ve yatmadan önce cihazı başka bir odaya koymak olduğu belirtildi.


Kalk, ebeveynlerin ve okulların gençlerin telefon kullanımını sınırlamak yerine, akıllı telefon kullanımının faydalı ve zararlı yönlerini gençlerle tartışmaları gerektiğini belirtiyor. Bazı gençler, akıllı telefonlarla sevdikleri kişilerle iletişim kurmanın keyfini çıkardıklarını ifade ederken, aynı zamanda bu durumun dikkat dağıtabileceğini de kabul ediyor.


Referans: BMJ Mental Health | newscientist.com

4 views0 comments

Recent Posts

See All

Comments

Rated 0 out of 5 stars.
No ratings yet

Add a rating
  • Beyaz LinkedIn Simge
  • Beyaz Facebook Simge
  • Beyaz Heyecan Simge

BU İÇERİĞE EMOJİ İLE TEPKİ VER

bottom of page