top of page

Blog Posts

Writer's pictureHüseyin GÜZEL

Tarihin İlk Enerji Savaşını Okumaya Hazır mısınız?

Yıllardır tartışma konusu olan “Edison mu? Tesla mı?” sorusuyla ilgili bir yazı hazırlamak fikri aklıma geldiğinde bilgileri toplamak için araştırmaya başladım. Karşıma Karar gazetesi yazarı Ürün Dirier‘in 2015 yılındaki yazısı çıktı. Dirier’in bu yazısını Nikola Tesla‘nın doğum gününde, noktası virgülüne dokunmadan sizlerle paylaşmak istedim. Kendi fikrim yazının sonunda. Hadi başlayalım!


Bir yanda günümüz teknolojisinin bütün altyapısını hayal etmiş olan elektrik adam Tesla; diğer yanda onun icatları üzerinden şöhreti yakalamış Edison…


İşte yüksek voltajlı elektrik savaşları:

Tarihi haklı olanın değil, daha ikna edici olanın yazdığını anlatan bir hayat hikayesidir okuyacağınız. Alternatif akım, kablosuz ampul, floresan lamba, elektron mikroskobu, radyo dalgası, telsiz, neon lamba, kablosuz telgraf, uzaktan kumanda, kablosuz elektrik aktarımı, elektromanyetik motor, elektrikli raylı sistem ve jeneratör gibi patentini aldığı, çoğu hayata geçirilmemiş yaklaşık 700 icat ve buluşun sahibi olan büyük deha Nikola Tesla’nın hikayesi…

Neden onun değil de, iyi bir pazarlamacı olan Edison’un daha ünlü olduğunu bu yazıda anlatmaya çalışacağız.


Hayatı boyunca kendisine ait bir evi olmayan, otellerde yaşayan, hiç evlenmeyen ve en iyi dostu ünlü yazar Mark Twain ile güvercinler olan Sırp asıllı Hırvatistan doğumlu mucit Tesla, 19. yüzyılın sonu ile 20. yüzyılın ilk yarısında sayısız icat yaptı. Ancak bunları ticari ürüne ve kendisi için bir gelir kaynağına dönüştürmeyi pek umursamayınca inanılmaz buluşları Edison ve Marconi gibi “ticaretten anlayan mucitler” tarafından piyasaya kazandırıldı.


Kablosuz elektriğin mucidi Nikola Tesla; kendi icat ettiği, kablosuz yanabilen bir ampul ile poz veriyor.



4 cent ile Edison’un kapısını çaldı

Tesla’nın kısa hayat hikayesine geçecek olursak, babasının bir papaz, annesinin de pratik ev gereçleri yapan bir ev kadını olduğundan başlayabiliriz. Babası oğlunun kendisi gibi papaz olmasını arzuluyor, genç Tesla ise bir mühendis olmak istiyordu. Henüz çok küçük yaşlardayken bile teknik çizimler yapıyordu. Hatta mayıs böceklerinin kanatlarını döner çarklara yapıştırarak muhtemelen dünyadaki ilk ve tek mayıs böceği gücüyle çalışan motoru icat etmişti. Köyde bozulan ufak tefek makinaları ve su değirmenlerini de tamir ediyordu. Ölümcül bir hastalık sırasında babasından “eğer iyileşirsen mühendis olabilirsin oğlum” sözünü alan Tesla, ayağa kalkar kalkmaz 1875 yılında Graz’daki politeknik okuluna yazıldı. Burada elektrik mühendisliği okudu. Ancak asosyalliği ve kişisel takıntıları sebebiyle üçüncü yıl okulu bırakmak zorunda kaldı. Bir süre oto mühendislik firmasında çalıştıktan sonra Prag Charles Ferdinand Üniversitesi’ne kaydoldu. Babasının ölümü üzerine okulu bırakan Tesla önce Budapeşte’de bir telgraf şirketinde sonra da Paris’te bir telefon şirketinde işe girdi. Burada doğru akım ve dinamolar konusunda önemli tecrübeler edindi. Burada çalıştığı döner makinelerini korumak için regüle edici kontrol cihazları bile icat etti. Continental Edison Company isimli bu şirkette çalışırken, patronunun referansıyla New York’un yolunu tuttu. Amerika’ya ulaştığında cebinde sadece 4 cent, bir de patronunun referans mektubu vardı. Edison’a verilmek üzere yazılan mektupta şöyle diyordu; “Değerli dostum Edison, dünyada iki tane mükemmel insan tanıyorum. Biri sensin, biri de bu yazıyı sana getiren adam…”


Edison: “Tesla Amerikan şakalarından hiç anlamıyorsun!”

Tesla’nın Edison’un yanındaki macerası hızlı başlamıştı. Bu arada Edison’un hikayesi de Tesla’nınki kadar ilginçtir. Daha küçük yaştayken girişimcilik denemelerine başlamıştı. 12 yaşındayken bir trende dergi ve meyve satıyor, bir yandan da trenin yük vagonuna yerleştirdiği küçük bir baskı makinesi ile haftalık bir gazete basıyordu. Ama bir gün, içinde kimyasal madde bulunan tüplerden biri kırılıp vagonda yangın çıkınca Edison hem trendeki işinden oldu hem de ömür boyu ağır işitmesine yol açacak biçimde yaralandı. Daha sonra telgrafçılık öğrenmeye karar veren Edison 1863-1868 yılları arasında ABD ve Kanada’da birkaç telgrafhanede çalıştı. 1868’de bir atölye kurdu ama yaptığı elektrikli kayıt aygıtının patentini satamayınca bir yıl sonra parasız ve borçlu olarak Boston’dan New York‘a gitti. Burada çok çalışması ve iyi ilişkileri sayesinde kendi şirketini kurdu.


Herkes ampülü Edison’un 999 başarısız yolu keşfettikten sonra 1000. denemesinde icat ettiğini bilir. Gerçekte ise Edison ampülü keşfetmemiş, kendisinden önceki 22 bilim adamının çalışmalarını derlemiş ve ampulü nasıl ticarileştirebileceğini keşfetmişti. Günümüzün deyişiyle o müthiş bir girişimciydi! Dönemin güçlü politikacıları ile arasındaki ilişkileri sıcak tutmuş olması da işlerinin hızla ilerlemesine katkı sağlıyordu. Çalışmalarına rahatlıkla fon bulabiliyordu.

İkilinin beraberliğine dönecek olursak, Tesla Edison’a heyecanla alternatif akımı (AC) anlattı ancak Edison onu ciddiye bile almadı. Olmayacak işler peşinde koşmakla yargıladı. Edison’a şirketinde verimsiz motorları geliştirme işini verdi. Karşılığında da 50 bin dolar teklif etti. Ancak verilen görevleri tamamlayan Tesla parasını istemeye gittiğinde Edison’dan “Tesla, Amerikan şakalarından hiç anlamıyorsun!” cevabını aldı. Tesla 18 dolarlık haftalık ile çalışmayı reddederek işi bıraktı.


Tesla’nın şansı dönüyor

Edison’un yanından ayrılan Tesla, bir süre kablo döşemesi için çukur kazıp kürek sallayarak hayatını kazanmaya çalıştı. Ancak çok geçmeden bazı küçük yatırımcılar kendisinden bir ark lambası icat etmesini istedi. Önerilen ücret çok az da olsa, Tesla teklifi kabul etti, aldığı parayla da Tesla Elektrik Işık Şirketi’ni (Tesla Electric Light Company) kurdu. Sıra AC ile çalışan motor fikrini yatırımcılara kabul ettirmeye gelmişti. Endüstri girişimcisi George Westinghouse bir süredir AC ile ilgiliydi ve Avrupa’da yapılan çalışmaları takip etmekteydi. Tesla’nın patentlerini gören Westinghouse bunlardaki müthiş potansiyeli fark ederek Tesla’nın laboratuarını ziyaret etti. Kendisine AC patentleri için 60 bin dolar ve Westinghouse firmasının 150 adet hissesini teklif etti. Satılacak her bir AC ile çalışan ve Tesla’nın patenti ile üretilen üründen de 2 buçuk dolar telif ödemeyi önerdi. Ayrıca Tesla’yı Westinghouse’a bir yıl süreyle danışman olarak işe aldı. Tesla teklifleri kabul ederek aldığı paraların yarısını hemen yeni bir laboratuar kurmaya harcadı.


Bu arada Edison bu gelişmeleri tepkiyle izliyor, kendi ampullerine ve elektrik hatlarına rakip olacaklarından dolayı rahatsız oluyordu. Westinghouse, Tesla ve AC şebekesine yönelik eşi görülmemiş bir karalama kampanyası başlattı. Her tür platformda, Westinghouse’un desteklediği AC şebekesinin son derece tehlikeli olduğunu söylüyor, kullanımı aleyhine yasa tasarılarını finansal olarak destekliyor, bir yandan da sokaklarda AC’nin tehlikelerine ilişkin halkı korkutacak broşürler dağıttırıyordu. Kısa zamanda, AC’nin önlenemez yükselişini gördükçe daha da ilginç yöntemlere girişti.


Edison’un alternatif akımı kötülemek için kamuoyu önünde yaptığı en çılgın  gösterilerden biri, zenci bir mahkumu, elektrikli sandalyede idam etmek oldu.


Tesla’yı bitirmek için elektrikli sandalye yaptı!

Edison’un yanında çalışan iki teknisyen, Arthur Kennely ve Harold Brown, topladıkları kedi ve köpeklerle sokakta  yüksek bir platforma çıkarak, hayvanlara canlı canlı elektrik veriyor ve yüzlerce izleyicinin önünde hayvanları öldürüyorlardı. Zamanla daha çarpıcı olsun diye at ve büyükbaş hayvanlarla gösteriler yapmaya başladılar. Ama AC yayılmaya devam ediyodu. Daha sansasyonel bir şey gerekiyordu. New York eyaletinde 1888 yılında, mevcut idam yöntemlerinden daha insani olduğu gerekçesiyle idam cezasında elektrik akımının kullanılabileceği kararı çıktı. Edison aradığı fırsatı bulmuştu. Elektrikli sandalyenin DC (doğru akım) değil, AC ile çalışmasını sağlamak için elinden geleni yaptı. Edison’un ekibinden Harold Brown, Westinghouse’a ait birkaç Tesla patentini de kullanarak ilk elektrikli sandalyeyi tasarladı ve New York hapishanelerine teslim etti.


6 Ağustos 1890 tarihinde, Edward Kemmler isimli suçlu, Edison’un ekibi tarafından Tesla’nın teknolojisi kullanılarak tasarlanan AC akımı ile çalışan ilk elektrikli sandalyeye oturtuldu. Sandalye, ani kalp durmasına neden olacağına inanılan 1000 Volt’a ayarlanmıştı. Bu ayar, bir gün önce bir at üzerinde denenmiş, ani bir ölüme yol açacağına kanaat getirilmişti. Ancak mahkum tam 8 kez denenmesine rağmen ölmemiş, en son damarları patlayıp alev alarak son nefesini verebilmişti. Elektrikli sandalye infazının bu başarısızlığı üzerine, Edison’un ekibi daha büyük bir hedefe gözlerini dikti. Üç kişinin ölümüne yol açtığı için ölüme mahkum edilen New York sirkinin meşhur fili Topsy’yi AC kaynağından 6000 volt elektrik vererek 1500 kişi önünde öldürdüler. Edison, filin infazını baştan sona filme aldı ve AC anti-propoganda kampanyasında kullanmaya devam etti.

Aydınlatması 1893 yılında Tesla tarafından yapılan Chicago Fuarı.


Tesla – Edison savaşı kızışıyor…

1893 yılı, Tesla ve Westinghouse için bir dönüm noktasıydı. Chicago’da Kristof Kolomb’un Amerika kıtasının keşfinin 400. yılını kutlamak amacıyla o güne dek görülmemiş bir fuar düzenlendi. Fuarda, Amerikan rüyasını simgeleyen son teknolojik gelişmeler de sergilenecekti, bunların başında elektrik gelmekteydi. Hem Westinghouse, hem de Edison’un ortağı olan General Electric firması fuarın aydınlatma işleri için ihaleye katıldı. General Electric ve Edison’un teklifi 1 milyon doların üzerinde, Westinghouse ve Tesla ikilisinin teklifiyse 400 bin dolardı. Aradaki fiyat farkı, General Electric ve Edison’un açgözlülüğünden değil, bu denli büyük bir alanı aydınlatmak için DC sistemin ihtiyacı olan ilave kablo ve jeneratör masraflarından kaynaklanmaktaydı. İhale elbette Westinghouse’a kaldı. Bu Tesla için çok büyük bir fırsattı. Sonunda, dünyaya AC’nin avantajlarını, Edison’un karalama kampanyası olmadan gösterebilecekti. İhaleyi kaybetmekten hiç de mutlu olmayan General Electric grubu ise son kozunu oynayarak, Westinghouse ve Tesla’nın fuarın ışıklandırmasında patenti Edison’un olan akkor lambalı ampulu kullanmasını yasakladı. Westinghouse ekibi, hızla bu ambargoyu delmek için iki pinli yeni bir ampul icat etti.


Chicago Dünya Fuarı, 1 Mayıs 1893 tarihinde açıldı. Açıldığı günün akşamında o zamanki ABD başkanı Glover Cleveland, ışıkları yakan ana şalteri indirdi. Fuar alanı yüzbinlerce akkor ampul ile ışığa boğuldu. Bu, fuara katılan herkesin nefesini kesen, muhteşem bir manzaraydı. Fuarı 27 milyon kişi gezdi ki bu rakam o zamanki ABD nüfusunun dörtte biriydi. Savaşı Tesla ve onun alternatif akımı kazanmıştı. Tesla için bu büyük bir zaferdi. Fuarın hemen ardından Westinghouse firması, ABD doğu kıyısına AC akım üretmek için Niagara şelalerinde dev bir hidrolik santral kurma ihalesini kazandı Bu dünyanın ilk hidroelektrik santrali oldu. Hatta AC’nin üstünlüğü artık o kadar tartışmasızdı ki, Westinhouse’un ezeli rakibi General Electric bile, Edison’un itirazlarına sırt çevirerek AC sistemi ile çalışan ürünler yapmaya başladı.



Bedava elektrik projesi iflasa sürükledi

Bu arada Tesla halka ucuzdan da öte bedava elektrik enerjisi temin etme hayalleri kurmaya başlamıştı. 1900’de yatırımcı J.P. Morgan’ın 150 bin dolarlık mali desteği ile Long Island’da “Kablosuz Yayın Sistemi”ni kurdu. Bu yayın kulesi telefon ve telgraf hizmeti verecek, aynı zamanda dünyaya resim, borsa haberleri ve hava durumu yayını yapacak bir tasarımdı. İnternetin atası sayılabilirdi. Morgan bunun gerçek anlamda “bedava enerji” olduğunu anlayınca desteğini çekti. Çünkü bundan bir kazanç elde edemezdi. Çılgın Tesla tüm dünyaya bedava elektrik dağıtmak niyetindeydi. Kablosuz elektrik deneyleri başarılı olmuştu. Morgan’ın desteğini çekmesi Tesla’yı finansal sorunlar içine sürükledi. Kule, hurda fiyatına alacaklılara satıldı. Dünya Tesla’nın çatlak olduğunu düşünmeye başlamıştı. O dönemde sesin, resimlerin ve elektriğin kablosuz olarak tüm dünyaya yayılması duyulmuş şey değildi çünkü.

 

Radar icadına Edison taş koydu

Bu arada Edison da Tesla’nın önünü tıkamaktan asla vazgeçmedi. Fuar yenilgisini kabul etmedi. Tesla’nın ayağını kaydırana kadar sonuna dek savaştı. I. Dünya Savaşı’nın başında Tesla, Amerikan Donanma Karargahı’na giderek Alman denizaltılarının yerlerinin bugün radar olarak adlandırılan sistemle teşhis edilebileceğini söylemişti. Edison ise donanma yönetimini bu fikrin pratikte çalışmayacağına ikna etti. ve geniş çevresini kullanarak Amerikan Donanması’nın ar-ge müdürü oldu. Edison’un bu inadı ve hırsı yüzünden radarın icadı uzun yıllar sonra gerçekleştirildi. 


Teşekkür etmek isterim;

Einstein’a bir gün “Dünyanın en zeki insanı olmak nasıl bir duygu?” diye sorduklarında kendisi “Bilmiyorum onu Nikola Tesla’ya sorun” yanıtını vermiştir.


Bu yazının sonunda, eğer kablosuz olarak sesim sana ulaşabiliyorsa insanlığa kattıkların için teşekkür ederim…


CEOtudent Blogger: Yusuf, @myyarligac

90 views0 comments

Comentarios

Obtuvo 0 de 5 estrellas.
Aún no hay calificaciones

Agrega una calificación
  • Beyaz LinkedIn Simge
  • Beyaz Facebook Simge
  • Beyaz Heyecan Simge

BU İÇERİĞE EMOJİ İLE TEPKİ VER

bottom of page