Türkiye’nin tarımsal atık biyokütle enerji potansiyeli, ürün bazında ve yıllara göre hesaplanarak irdelenmiştir. Türkiye’de en çok tarımı yapılan buğday, arpa, mısır, ayçiçeği, pamuk ve şekerpancarı olmak üzere toplam 6 ürünün 2001 ve 2023 yıllarına ait üretim verilerine göre; elde edilen sonuçlar:
2001 Yılı Biyokütle Enerji Potansiyeli: yaklaşık 53,5 GWh
2023 Yılı Biyokütle Enerji Potansiyeli: yaklaşık 106,7 GWh
23 Yıllık Değişim Oranı: Yaklaşık %99.5
Türkiye, 2030 yılına kadar sera gazı emisyonlarını yüzde 21 oranında azaltmayı hedefliyor ve enerji bağımlılığını azaltma politikalarına odaklanıyor.
Ege Üniversitesi Güneş Enerjisi Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Günnur Koçar, tarımsal ve hayvansal kökenli artıklar, insan faaliyetleri sonucu oluşan katı atık ve arıtma çamurları gibi çeşitli biyokütle kaynaklarının alternatif, temiz ve yenilenebilir bir enerji kaynağı olarak büyük bir potansiyel taşıdığını vurguladı. Ayrıca, biyokütle enerjisinin sadece belirli bölgelere özgü olmadığını, daha küçük ölçekte ve ekonomik bir şekilde enerji üretme gibi önemli avantajlara sahip olduğunu da hatırlattı.
Koçar, nüfusun yüzde 35'inin tarımsal faaliyetlerde bulunması, topraklarının yüzde 55,6'sının ekilebilir olması ve yüzde 15'inin ormanlarla kaplı olması nedeniyle Türkiye'nin 77 milyon tonluk tarımsal biyokütle potansiyeline sahip olduğunu belirtti.
Prof. Dr. Koçar, biyokütle enerjisinin Türkiye için sadece enerji bağımlılığını azaltmakla kalmayıp, aynı zamanda tarımsal ve endüstriyel atıklardan kaynaklanan kirliliği de önlediğini belirtti. Biyokütle enerjisi dönüşüm teknolojileriyle elde edilen katı, sıvı ve gaz biyoyakıtların, fosil yakıtlı mevcut enerji sistemlerinde doğrudan veya minimal düzenlemelerle kullanılabileceğini aktaran Koçar, bu durumun biyokütle enerjisini ekonomik açıdan daha çekici ve kısa vadeli bir çözüm haline getirdiğini ifade etti. Ayrıca, Günnur Koçar, biyokütle enerjisinin Türkiye'nin sanayi altyapısına uygun prosesler içerdiğini, biyogaz, biyodizel ve biyoetanol üretimi için gerekli sistem bileşenlerinin mevcut makine ve kimya endüstrisi altyapısıyla üretilebileceğini, bu durumun yerel üretime yeni pazar olanakları sunarak istihdam kapasitesini artırma potansiyeline sahip olduğunu vurguladı.
Kaynak çeşitliliği ve potansiyeli yüksek olmasına karşın, Türkiye'de biyokütle enerjisi alanında faaliyet gösteren toplam 69 biyokütle gazlaştırma, atık ısı ve pirolitik yağ enerji santrali bulunmakta; bunların 56'sı biyogaz üretimine yöneliktir. Ek olarak, 1 biyodizel ve 3 biyoetanol üreten toplam 4 firma bulunmaktadır. Prof. Dr. Koçar, biyokütle enerji sistemlerinin kurulumunda MW başına ortalama 2 kişi, işletiminde ise ortalama 4 kişi istihdam edilmesi gerektiğini ifade etmiş ve "Ülkemizin biyokütle potansiyeli dikkate alındığında, potansiyel kurulu güç kapasitesi 20,600 MW olarak öngörülmektedir. Bu da sistemlerin işletilmesi için 47,400, kurulumu için ise 82,400 kişinin istihdam edilebileceği anlamına gelir" demiştir.
Prof. Dr. Günnur Koçar şunları ekledi: “Projemizde biyokütle enerjisiyle ilgili 335 test ve analiz, 16 fizibilite çalışması yapılmış ve çeşitli illerde 6 biyogaz sistemi kurulumu tamamlanmıştır."
Bu verilere dayanarak, Türkiye'nin tarımsal atıklardan elde ettiği biyokütle enerji potansiyeli zamanla artış göstermiştir. Tarımsal atıkların enerji üretiminde değerlendirilmesi, çevresel açıdan daha temiz bir alternatif oluşturmanın yanı sıra yenilenebilir enerji kaynaklarına da önemli bir katkı sunmaktadır.
Comments