Düşünceleriniz Gerçeğe Dönüşecek…
Bugünlerde hayatınız, işiniz, sağlığınız, ilişkileriniz hakkındaki düşünceleriniz nelerdir? Olumlu, umutlu, minnettar, yapabilirim, gibi düşünceleriniz var mı? Ya da kendinizi olumsuz bir düşüncenin dar kalıbında veya sarmalında mı hissediyorsunuz?
İnsanın bu dünyada yarattığı her şey, öncesinde zihninde bir düşünceden ibaretti sadece. Yapmadan önce düşünüyoruz zira. Görünüşe göre bazen çok fazla, çok uzun, çok az, çok büyük, çok küçük düşünüyoruz! Şu anda düşüncelerinizle ne yaratıyorsunuz mesela? Etrafınıza bakın, görün ve hissedin.
Hayatınızda neyi tezahür ettirmeyi ve gerçeğe gönüştürmeyi gerçekten çok isterdiniz? Neyi görmek, hissetmek ve ne olmak isterdiniz?
Mevlânâ Celâleddîn-i Rumi der ki, “Gerçekten sevdiğin şeyin seni o garip çekimine sürüklemesine izin ver. O seni yanlış yola çıkarmaz.”
Çoğu zaman yapmakla o kadar meşgulüz ki; neyi düşündüğümüzü görmeyi bırakamayız!
Durmak, netleşmek, düşüncelerinizi seçmek ve gerçekten yaşamak istediğiniz hayatı tezahür ettirmek için size adım adım çok basit bir süreci göstermeme izin verin lütfen. Evet, bunu seçebilirsiniz.
Hayat Listemdeki bir şeyleri tezahür ettirmek için bu aracı kendi hayatımda ben defalarca kullandım. Bu aracı özellikle, müşterilerime Hayat Listelerindeki bir şeyleri ortaya koymalarına yardımcı olabilmek için onlara koçluk yaparken kullandım. Tecrübeyle sabit, işe yarıyor…
Genellikle işleri karmaşıklaştırmak isteriz, değil mi? Basit olduklarına inanamıyoruz maalesef. Veya, belki de onları basitleştirmeyi hak ettiğimizi düşünmüyoruz. Ama bugün bunu basitleştirelim…
Hepimiz hayatlarımızı basitleştirmek ve arzuladığımızı tezahür ettirmek istiyoruz.
Mevlânâ Celâleddîn-i Rumi der ki, “Aradığın şey de seni arıyor.”
Hadi başlayalım…
1| Zihninizdeki Düşünceyi Görselleştirin
Durun. Bir an için dondurun akıp geçen zamanı. Derin bir nefes alın. Omuzlarınızı ve boynunuzu gevşetin. İç gülümsemenize odaklanın. Bir an için huzuru ve sükuneti seçin. Ve tezahür ettirmek istediğiniz şeyi düşünün sadece. Bunu zihninizde çok net bir resme dönüştürün.
Güzel bir resme. Belki de bir filme. Sonra dönüp, sonuca bakın. Bakın. Duyun bunu. Hissedin. Duygular önemlidir zira. Bu resmi ya da filmi, yani görseli tezahür ettirdiğinizde ne hissediyorsunuz? Olumlu bir şey, olumlu bir düşünce olmalı bu, olumsuz, eksik bir düşünce değil. Sizi gülümsetmesine de izin verin. Bu görsele tekrar tekrar dönüp tekrar seyredin. İnce bir ayar yapmaya, netleştirmeye, süslemeye devam edin, ki bunu istediğiniz gibi yapabilirsiniz…
2| Niyetinizi Belirleyin
Aklınızda, düşüncelerinizde var olan arzuladığınız şey, yani niyetiniz nettir. Şimdi bunu yapmaya, yaratmaya, tezahür ettirmeye karar veriyoruz.
Kendinize bunu hak etme izni verin. Bunu yapmaya çalışmayacağız, yapmaya karar vereceğiz bu aşamada sadece. Nasıl olduğunu henüz bilmemize de gerek yok şu aşamada. Korkabiliriz de. Ama olmasını istiyoruz, arzuluyoruz ve gitmeye karar veriyoruz. Ve Vaavvv! Evet diyoruz!
3| Sizi Aşağı Çeken Şeyleri Bırakın
Arzu ve niyetinizi tezahür ettirmek için, başka şeyleri, dağınıklığı, dramayı ortadan kaldırarak ona yer açmanız gerekecek.
Bunu yavaşça veya size doğru gelen herhangi bir hızda yapabilirsiniz. Artık size hizmet etmeyen veya tezahür ettirmeyi düşündüğünüz kişileri, ait olduğunuz kuruluşları, toplantıları, kulüpleri, randevuları, görevleri, etkinlikleri bırakmanız mı gerekiyor?
Bazen bunlar çok nettir. Sezgimiz genellikle bize neyi bırakmamız gerektiğini söyler aslında. Bazen de, niyetimize doğru ilerlerken yavaş yavaş ortaya çıkarlar.
Arzunuza yer açmak, arzunuza zaman ayırmak, arzunuz için enerji yaratmak için artık size hizmet etmeyen şeyleri bırakma zamanı gelmiş demektir. Gitmelerine izin verin. Artık bize hizmet etmeyen bu şeylere “hayır” deyin.
Bizi aşağı çeken, enerjimizi tüketen, zamanımızı boşa harcayan, canımızı sıkan, bizi hayal kırıklığına uğratan, kullanılmış hissettiren bu tür ağır şeyleri bıraktığımız için sık sık rahatlamış, heyecanlanmış, mutlu hissederiz.
Elinizden geldiğince ortadan kaldırın onları, bırakın, sizin için doğru olanı bu.
4| Niyetinize Odaklanın
Odaklandığımız şey giderek genişler. Dikkatinizi niyetinize verin. Bunu her gün, günde birkaç kez düşünün. Belki bakmak için bir görselleştirme panosu oluşturmalısınız.
Niyetiniz hakkında bir yapılacaklar listesi başlatın ve düzenli olarak bu listeye dönüp bakın. Web üzerinde araştırmaya başlayın, onun hakkında bir kitap okuyun, biriyle onun hakkında konuşun, ya da onun hakkında bir kulübe katılın. Trafikte ya da marketteki uzun bir kuyrukta sıkışıp kaldığınızda, onun hakkında hayaller kurun.
Ona odaklanıyoruz, ona enerji veriyoruz, ona meyve suyu veriyoruz, heyecanlanıyoruz. Yine, olumsuz, eksik bir yoldan vazgeçerek çok olumlu, pozitif bir şekilde.
5| Niyetiniz hakkında kararlar verin
Karar vermekten korkuyoruz çünkü kendi gücümüzden ve büyümüzden korkuyoruz. Başarısızlıktan korkuyoruz aslında. Ama korkmakta sorun yok! Cesaretimiz var ama yine de korkuyoruz. Kararlar vermeliyiz, ancak bizi rotamızdan çıkarırlarsa rotamızı da değiştirebileceğimizi unutmadan. Zira hiçbir şey kalıcı değildir. Değişmeyen tek şey değişimin ta kendisidir.
Öyleyse... karar verin. Ya da sadece karar vermeye karar verin.
Yol boyunca bir şeyleri değiştireceğinizi, rotanızı değiştireceğinizi, duraklayacağınızı, hızlandıracağınızı ve düzeltmeler yapacağınızı bilin. Karar vermeye çalışırken, her şey daha kolay hale gelir. Pratikle her şey kolaylaşmıyor mu? Bu uygulamanın cesaret, sakinlik ve güven yarattığını fark edeceksiniz.
6| Eylemlerinizi, ilham veren eylemlerinizi harekete geçirin
Bu, meşgul eylemlerden ziyade bilinçli, olumlu, yaratıcı eylemlerdir. Bunlar kasıtlı ve bilinçli eylemlerdir. Harekete geçme alıştırması yapın…
Bu süreci kolaylaştırır. Bunlar korkuya dayanmaz; niyetinize, arzunuza, ilham verdiğiniz kararlarınıza dayanır. Bunlar ilham verici eylemlerdir. İstikrarlıdırlar. Düzenlidirler. Alışılmışlardır…
İlham verici eylem uygulamasının daha fazla cesaret, sakinlik ve güven yarattığını fark edeceksiniz.
7| Bir desteğe ihtiyacınız olduğunu kabul edin
Arzularımızı ve niyetlerimizi ortaya koymanın gerektirdiği yol boyunca desteğe de ihtiyacımız var. Korktuğumuzda desteğe ihtiyacımız var, bize yalnız olmadığımızı hatırlatmak için desteğe ihtiyacımız var, bunu yapabileceğimizin bir onayı olarak, eylemde kalma pratiği yapmak için hesap verebilirlik açısından, bize daha iyi kararlar vermeyi, kendimizi onurlandırmayı ve arzularımızı hak ettiğimizi ve onlara layık olduğumuzu kendimize hatırlatmayı öğretmek için de desteğe ihtiyacımız var.
Tek başınıza gitmek yerine kendinizi desteklemeyi seçin.
Kendinizi bir koç, arkadaş, öğretmen, akıl hocası, sınıf arkadaşı, grup, beyin grubu, ağ, sınıf ile destekleyebilirsiniz. Bir yöntem işe yaramazsa diğerine geçin. Ancak, desteğe ihtiyacınız olduğunu kabul edin ve bir destek arayın.
Sonuç olarak
Ardından, netlik, görselleştirme, bırakma, odaklanma, karar verme, hareket etme, rotayı ayarlama döngüsüne devam edin. Düşünceleriniz dönüşüyor…
Ailenin senden ne yapmanı istediğini, patronunun senden ne yapmanı istediğini, arkadaşlarının ne yapmanı istediğini, çevrenizin size ne yapmanıza neden olduğunu değil, gerçekten sadece kendinizin ne istediğini neden düşünmeyesiniz ve tezahür ettirmeyesiniz ki?
Tezahür ettirmeyi düşündüğünüz şeyleri, hayatınızı nasıl yaşamak istediğinizi, olmak istediğiniz kişi üzerine olan düşüncelerinizi de ortaya koyarak pratiğe dökün.
Mevlânâ Celâleddîn-i Rumi der ki, “Yolu yürümeye başladığınızda, yol size görünür.”
Ama buradaki asıl sır “SİZİN” içinizdedir.
Göreceksiniz ki, düşünceleriniz gerçeğe dönüşecek…
Comments