İlk mektubumuzda gereksiz bilgilerden söz etmiştim. Ne demek istediğimi açıklayayım: Hayatımızda olumlu bir etkisi olmayan her şey benim için faydasızdır. Bu sebeple, sosyal medyada vakit geçirmektense kitap okumayı tercih ederim ve bundan keyif alırım. Sosyal medyadaki pek çok içerik, şekerli bir atıştırmalık ya da etkisiz bir hap gibi geçici bir tatmin sağlar, fakat genellikle hayatımıza olumlu bir katkısı olmaz. Ancak bu, faydasız bilginin yegane çeşidi değildir; bu tür bilgiler her yerde karşımıza çıkabilir.
NBA'i izlemekten hoşlanıyorum, fakat ligin her detayını takip etmekten kaçınıyorum. ESPN analistlerinin LeBron James'in önceki geceki performansı hakkında yazdıklarıyla ilgilenmiyorum. Bu tür bilgileri takip etmek, zamanımı iyi kullanmadığım anlamına gelir. Aslında, basketbol maçı izlemeyi, yürüyüş yapmayı, kitap okumayı veya bir arkadaşımla sohbet etmeyi daha çok tercih ederim.
Herkesin her konuda bir görüşü bulunmaktadır. Ancak başkalarını dinlemekten önce, öncelikle kendi iç sesimizi dinlememiz daha önemlidir.
Efsane borsacı Jesse Livermore hakkında daha fazla bilgiye ulaşabiliriz. Büyük Buhran'dan yirmi yıl önce Wall Street'te oldukça başarılı olmuş ve birçok büyük işlem yaparak piyasa ile ilgilenen herkesin dikkatini çekmiştir. Ancak, bir süre sonra piyasadan uzaklaşmıştır. Hisse senedi tavsiyeleri isteyenlerden veya düşüncelerini etkileyebilecek kişilerden uzak durmayı tercih etmiş, çünkü kendi kararlarına güveniyordu.
Bir zamanlar şunu söylemişti: "Borsa tüccarları arasında, özellikle de aracı kurumlarda bir araya gelenler arasında yer almak istemedim. Bunun temel sebebi, kesintisiz düşünme ihtiyacımın olmasıydı. Zira, 15 dakikadan daha uzun süreler boyunca kesintisiz düşünme sürecine ihtiyaç duyuyordum."
Düşünce kaliteniz için bunun ne kadar önemli olduğunu belirtmeme gerek yok. Kariyerim açısından, yayıncılık dünyasından uzaklaşmanın en iyi kararlardan biri olduğunu söyleyebilirim. Diğer yazarlarla kaynaşmayı tercih etmiyorum; bu kişisel bir mesele değil. Bir grubun parçası olmanın, özgün düşünce yapımızı etkilediğine inanıyorum. Sonuçta, bir grubun üyelerinin aynı düşünce ve fikirlere sahip olmaları beklenir, böylece o grubun bir parçası olabilirler. Kendi gözlemlerinize ve muhakemenize güvenmelisiniz. Başkalarının sizin adınıza düşünmesine ve fikir üretmesine izin vermemelisiniz.
Zihnimizi korumamızın bir başka önemli nedeni daha vardır. İsteyerek ya da istemeyerek tükettiğimiz bilgiler, ruh halimizi her zaman etkiler. Hiç kimse dış etkilere karşı tamamen dirençli değildir; ancak bunları sınırlayabiliriz. "Sezgisel Etki" adında bir kavram bulunmaktadır. Bu, eğer korku dolu bir zihniyet içindeyseniz, korkuya dayalı kararlar alacağınızı ifade eder. "Korku" kelimesini herhangi bir duyguyla değiştirebilirsiniz. Örneğin, sosyal medya sizi değersiz hissettiriyorsa, bu duygularla gününüzü geçirmek istemezsiniz. Elbette ki istemezsiniz. Bu yüzden, sizi kötü, endişeli, zayıf ya da kıskanç hissettiren ya da hiçbir faydası olmayan bilgilerden uzak durmak önemlidir..
Boston Celtics hayranı olan bir adamla arkadaş oldum. Bu adam, tüm podcast'leri dinlemiş, tüm talk show'ları izlemiş, maç öncesi ve devre arası şovları takip etmiş ve maç sonrası analizleri gözden geçirmiş. Celtics kadrosundaki oyuncular hakkında neredeyse her şeyi biliyordu. Dahası, onların kişisel yaşamları ve tarihleri hakkında da derin bilgilere sahipti.
Bir dakika ne!
Bunları bilmek için geçerli bir neden bulamıyorum. Sevdiğiniz takım, onlar hakkında her şeyi bilmenizle daha iyi oynamayacak. Anlamsız bilgi tüketimine harcadığımız tüm bu saatleri ilişkilerimizi geliştirmek için kullanmak daha iyi olmaz mı? Gözlerinizi telefondan ve kıçınızı kanepeye yapıştırmak yerine; eşinizle, çocuklarınızla sohbet edin veya akrabalarınızı arayın, böylece daha iyi ilişkiler kurun. Gerçekten yararlı ve iyi şeyler yapın!
Sonuç olarak, bu tüm zamanımızı en iyi şekilde kullanmakla ilgilidir. Hepimiz zamanımızın ve enerjimizin sınırlı olduğunu biliyoruz, değil mi? Bu yüzden nasıl harcayacağımıza dair daha seçici olmalıyız. Bir dahaki sefere bir şey tüketmeye başlamadan önce kendinize şunu sorun: “Bu, zamanımı harcamaya değer mi?” Buradaki amaç, beyninize hangi bilgileri aldığınız konusunda daha bilinçli olmaktır. Bir haber makalesi ya da bir tweet olması önemli değil; sadece hayatınızda olumlu bir etkisi olan şeyleri tüketin. Her şey gönlünüzce olsun. Sağlıcakla kalın...
Comments