Gelecekle ilgili öngörülemezlik konusunda yapabileceğiniz tek şey, belirsizlikle daha iyi bir ilişki geliştirmektir… Şuan ki yorucu, zorlu ve kaotik dünyamızda, insanlar zorluklarla başa çıkmanın veya ilerlemenin en iyi yollarını arıyor.
Mevcut kaotik dünyamıza, zamanında yaşamış ve dünyaya yön vermiş antik filozofların sunacağı çok şey var.
Yaşamanın en iyi yolu nedir? Çalkantılı zamanlarda nasıl sakin kalabiliriz? Dayanıklı olabilmek için ne yapmalıyız? Duygularımızı nasıl yönetmeliyiz?
Bu önemli soruların cevapları ve daha fazlası antik filozofların bizlere sunduğu kadim bilgeliğin ve felsefenin kalbinde hala yaşamaktadır. Peki tarihin bu büyük figürlerinin gizli silahı nedir?
Antik felsefe soyut bir teori değil, yüzyıllar sonra da yankıları duyulmaya hala devam edilen pratik bir bilgeliktir.
Zor zamanlarda paniğe kapılmak yerine, yanıtlar için Sokrates, Seneca, Marcus Aurelius, Epictetus, Aristoteles, Plato, Kant, Konfüçyüs, Nietzsche ve daha fazlasına başvurabiliriz.
Kadim bilgelik, bizlere yaşam ve şuan ki belirsizlik içindeki dünyamızda yaşama konusunda daha iyi bir dünya görüşü sunabilir. Önümüzdeki engeller ne olursa olsun hayatı geniş anlamda ele almanıza yardımcı olabilecek bir araçtır zira kadim bilgelik.
1| Bugün hayatınızın en değerli günü: onu yakalayın, kaç ve hemen yaşayın
Romalı Stoacı bir filozof olan Seneca, “Yaşamanın önündeki en büyük engel, yarına bağlı olan ve bugün kaybedilen beklentilerdir”
Tüm zamanınızı öngörülemeyen bir gelecek için endişelenerek geçirirseniz veya her anınızı yarın istediğiniz hayata hazırlanmaya harcarsanız, hayat zihinsel ve duygusal bir yük haline gelir.
Popüler kitabı “On The Shortness Of Life (Hayatın Kısalığı Üzerine, 2.000 yıllık bir başyapıt)” adlı kitabında Seneca şunları yazmıştır:
“Yaşamak için kısa bir zamanımız olduğunu söylemiyorum, bu noktadaki asıl sorun çoğunu boşa harcıyor olmamız. Hayat yeterince uzun bence ve iyi yatırımlar yaptıysak en yüksek başarılar için bize yeterince de cömert ayrıca. Ancak, hayatı umursamaz bir lüks içinde boşa harcadığımızda ve hiçbir iyi faaliyette bulunmadığımızda, nihayetinde ölümün de son durak olmasından dolayı, biz onun nasıl geçtiğini anlamadan, hayatın elimizden kayıp gittiğini anlamakta zorlanıyoruz. Öyleyse şunu unutmayın: Bize kısa bir ömür verilmiyor, ama biz onu kısaltıyoruz ve yeterli beslemiyor ve onu israf ediyoruz… Nasıl kullanılacağını biliyorsanız, hayat yeterince uzundur.”
Seneca, kendimizi emeklerimize ve mesleklerimize bağladığımızı ve yeryüzündeki az zamanımızı boşa harcadığımızı savunuyor. Geçip giden her saniye, geri alamayacağınız bir kalp atışınızdır esasında. Bunu üzerine bir saniye düşünün derim…
“Meditasyonlar” adlı kitabında, Marcus Aurelius bugün yapabileceklerimizi yarına ertelemememizi tavsiye ediyor bizlere ve kitabında;
“Sabah kalktığınızda, yaşamanın, düşünmenin, zevk almanın, sevmenin ne kadar ayrıcalıklı olduğunu bir düşünün…” diye ifade ediyor.
Hayat, bilmemekle ilgilidir, ama yine de anı yakalamak ve en iyisini yapmaktır. Bugün, şuan hayatınızın en değerli günü, tadını çıkarmak için elinizden gelen her şeyi yapın. Aurelius, “İlk kural, huzursuz bir ruhu korumaktır” diyor.
“Yaşamanın önündeki en büyük engel, yarına bağlı olan ve bugünü elimizden kaçıran beklentilerdir. Bütün gelecek belirsizlikte yatıyor: hemen yaşa.” diyor Seneca.
Kendinizi, bir sonraki adımla ilgili düşüncelerinize kaptırmayın veya başka bir yerde ne olacağı konusunda endişeye sürüklemeyin. Şimdiye yatırım yapın, yarın neler yapabileceğiniz konusunda proaktif olun ve gelecek kendi kendine zaten gelecektir.
2| Zor zamanlarda sakin kalabilme kapasitesi psikolojik bir süper güçtür
Sokrates, “Zihniniz sizin çıkmazınızdır. Değişime karşı özgür olmak ister. Acısız bir şekilde, yaşamın ve ölümün yükümlülüklerinden muaf olmak ister. Ancak değişim yasadır ve hiçbir şey bu gerçeği değiştiremez.”
Ayrıca, “Daha iyi olmayı aramaktan dolayı daha iyiyi yaşayamayız.” demiştir. Değişim doğal bir yasadır, zira hiç kimse yaşamın evrimini durduramaz.
Etrafımızdaki her şey değişiyor. Sizde ve bende değişiyoruz. Ve bu değişim, beyninizin sevmediği bir düzeydeki belirsizlikle birlikte gerçekleşiyor.
Gelecekle ilgili öngörülemezlik konusunda yapabileceğiniz tek şey, belirsizlikle daha iyi bir ilişki geliştirmektir.
Bakış açınızı değiştirerek zorlukların üstesinden gelebilirsiniz; belirsizliğin size neler yapıp yapamayacağı konusunda zihniyetinizi değiştirerek…
Belirsizlikle ilgili daha iyi bir zihniyet oluşturmak için ne tükettiğinizi veya neye enerji harcadığınızı değerlendirin ve zihinsel bir envanter çıkarın. Size neşe getiren şeylere daha fazla odaklanmaya çalışın.
Bir Yunan filozofu ve Stoacılığın (bir tür psikolojik disiplin) bir temsilcisi olan Epiktetos bu konuda çok haklıydı:
“İnsanlar bir şeylerden değil, aldıkları görüşlerden rahatsız olurlar.”
Şu anda alışılmadık derecede zorlu zamanlarda yaşadığımız için, belirsizlikle yaşanan büyük bir ilişki hiç bu kadar önemli olmamıştı…
Bir ırk olarak belirsizliğinizle dürüst bir yüzleşme sizi yarına hazırlayabilir ve bilgeliğinizin sınırlarını bilecek kadar sizi bilge kılar.
“Herhangi bir dış etkenden dolayı acı çekiyorsanız, sizi rahatsız eden şey o değil, onun hakkındaki yargınızdır. Ve bir Roma imparatoru ve Stoacı bir filozof olan Marcus Aurelius, “Ve şimdi bu yargıyı yok etmek sizin elinizde” diyor.
Marcus Aurelius ayrıca, “Geleceğin sizi rahatsız etmesine asla izin vermeyin. Gerekirse, bugün sizi şimdiye karşı silahlandıran aynı akıl silahlarıyla karşılaşırsınız.” diyor.
İşlerin nasıl sonuçlanacağını kimse bilmiyor ama hayatın zorluklarına karşın ilerlemenin nasıl olduğunu öğrenen insanlar hala yaşamaya devam ediyor ve oyunu kurallarına göre oynuyor.
Kontrol edemeyeceğiniz gelecek hakkında sürekli olarak ne kadar az netlik ararsanız, hayatınızda harika şeylerin ortaya çıkmaya başladığını göreceksiniz.
İnsanların acı ve ıstırabının çoğu, kontrolünde olmayan şeyleri kontrol etmeye çalışmasından kaynaklanır. Eski Yunanlılar ve Romalı Stoacılar bunu yıllar önce anlamıştı.
Gelecek her zaman belirsizdir; sadece şu anda bunun daha çok farkındayız.
Bugün, hemen şimdi, yarın her şeyin yoluna gireceğini bilmek istiyoruz. Ancak geleceğin kimseye sunduğu bir garanti yok.
Her gün endişeyle bekliyorsanız, işlerin umduğunuz gibi gidip gitmediğini görün, bugünün birçok nimetini; mesela hemen yaşamanın verdiği mutluluğu kaçırıyorsunuz demektir.
Yapabileceğiniz tek şey, gücünüz dahilinde olanı kontrol etmek ve bundan en iyi şekilde yararlanmaktır.
“Zihniniz üzerinde bir gücünüz var; lakin dış kaynaklı olaylar üzerinde değil. Bunun farkına varın, ki güç bulacaksınız.” diyor Marcus Aurelius.
Hayat belirsizliklerle dolu, sadece bir salgın değil. Pek çok şey kontrolünüz dışında kalsa da, çalkantılı ve zor zamanlarda zihniyetiniz başa çıkmanın anahtarıdır.
Kontrolünüz dahilindeki eylemlere ve deneyimlere odaklanmanın temel fikrini Epiktetos bizlere sunuyor…
Epiktetos, anlık endişelerimizi sürekli olarak parçalara ayırmamızı tavsiye ediyor bizlere: kontrol edebileceğiniz şeyler ve yapamayacağınız şeyler gibi.
Küresel olaylar üzerinde kontrole sahip değilsiniz, ancak gördüklerinize ve duyduklarınıza rağmen sizi gelişmeye hazırlayabilecek yakın çevrenizi, fiziksel egzersizlerinizi, rutinlerinizi, alışkanlıklarınızı ve davranışlarınızı kontrol edebilirsiniz. Her şey kontrolden çıktığında, yapılandırılmış bir rutin sizi senkronize edebilir ve hayata adapte edebilir.
Fransız filozof René Descartes, “Dünyayı değil, kendinizi fethedin” diyor.
Yarın da zorluklar olacak ve yarın da belirsizliklerin olacağı tartışma götürmez bir gerçek, ama önemli olan onlarla nasıl başa çıkacağınızdır. Çalkantılı zamanlarda hayatta kalmak için mutluluk ve duygusal güç, her şeyi nasıl kontrol edeceğinizi öğrenmekten ziyade, nasıl yapılmayacağını öğrenmekten gelir.
Comments